Bu yıl kış pek erken gelecek sanki… İhtiyarlara soruyorum yaz ile kış birbirini karşılar diyorlar. Yaz pek kuvvetliydi bu sene, kimi günler insanı havasız bırakacak kadar buhranlı bir hava görmüştük. Yaz böyle geçtiyse üstüne altı say dedi bir diğer ihtiyar, saydım ocağa denk geldi. Nasip, dedim hayırlısı.
Kimisi mevsim işine pek düşkündür, öyle de şantaflı laflar ederler ki değmeyin gitsin. ‘’Ben kış insanıyım, kar olmazsa yaşayamam,’’ der biri, ‘’Ne anlıyorsunuz canım kıştan insan kıpır kıpır olacak, günleri uzun uzun yaşayacak yaz gibisi var mı?’’ der öbürü. Al birini vur ötekine işte.
Bırakın canım bu işleri diyesim gelir benim de. Sizin keyfi arzularınızdan yola çıkarak yaptığınız bu fütursuz tercihler benim hiç umurumda değil.
Kışı sert geçiren coğrafyalar mesela, hani biletleri daha satışa çıkmadan tükenen o meşhur Doğu Expresinin geçtiği güzergahlar, hani kompartımanı süs ışıklarıyla süslenen, binlerce fotoğraf ve videonun çekildiği trenin geçtiği güzergahlar… Karın aylarca kalkmadığı, ulaşımın durduğu, asli ihtiyaçların karşılanmakta zorlanıldığı coğrafyalar. Oralarda o zamanda yaşamak bırakın insanlar hayvanlar için bile büyük zorluk…
Havalar ısınınca eriyen kar suları dağları, dereleri aşar da sıcak memleketlere dökülür mü? Bir takip etseniz hem de nasıl dökülür. O memleketlerde kimi analar, kimi bacılar çapa yapar güneşin altında. Kendilerini sarıp sarmalarlar. Sadece gözlerini görebilirsiniz, bu sıcakta zoru ne bu insanların diye de düşünebilirsiniz, öyle düşünmeyin. Güneş ne kadar az dik açıyla vurursa o kadar az can acıtırmış. Sokakları süpüren yaşlı bir amcadan öğrenmiştim…
Biz abartmayı severiz, yediğimizi, içtiğimizi, gezdiğimizi, tozduğumuzu, havayı, suyu pek biliriz abartmayı.
Bir öyküsünü okumuştum Cemal Şakar’ın Lavanta tarımı yapılan bir köyü anlatıyordu lavantalarla fotoğraf çekinmek için köye uğrayan turistlerin sayısı her gün katlanarak artıyor, turistlerin tarlalara zarar verecek boyuttaki fotoğraf çekinme arzusu köylüyü ikilemde bırakıyordu. Köylü en sonunda insanların bu abartılı lavanta aşkına yenik düşüp tarımdan vazgeçip sadece turizm amaçlı lavanta ekimine karar veriyordu. Abartılar bir toplumun alışkanlıklarını değiştirecek seviyeye çıktıysa vay halimize.
Herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla.