Eski bir geleneğin devam ettirilmesi kültürümüze bağlılığımızı mı gösterir? Eski yaşam şartlarının ortadan kalkması bazı geleneklerimizi sorgulamamızı da gerektirmiyor mu?
Ege'nin bereketli topraklarında, kış ayları geldiğinde arenalara çıkan develer, izleyicilerin coşkulu tezahüratları eşliğinde güreşmeye zorlanıyor. Kimileri için bu, yüzlerce yıllık bir kültürel miras. Ancak bir de işin diğer yüzü var: Deve güreşleri gerçekten bir gelenek mi, yoksa hayvanların zorla dövüştürüldüğü bir sahne mi?
Geçtiğimiz günlerde Ezine ilçemizin, deve güreşleri öncesinde düzenlenen bir eğlence yemeğinde, devecilerden bir gencimiz, alacak verecek meselesi nedeniyle çıkan tartışmada silahla vurularak hayatını kaybetti. Bu trajik olayın ardından, ilçede yapılması planlanan deve güreşleri iptal edildi. Bu tür olaylar, deve güreşlerinin yalnızca hayvanlar için değil, insanlar için de tehlikeli olabileceğini gösteriyor. Bir geleneğin devamı, insanların ve hayvanların hayatına mal olmamalı.
Peki develer dövüşmek için mi yaratıldı?
Deve güreşleri özellikle Türkiye'nin Ege ve Akdeniz bölgelerinde, başta Aydın, İzmir ve Çanakkale olmak üzere birçok şehirde düzenleniyor. Osmanlı'dan bu yana sürdüğü söylenen bu gelenek, aslında doğal bir davranışın zorla sahneye taşınmasından başka bir şey değil. Çünkü develer, doğaları gereği dövüşen hayvanlar değil. Peki, onları buna zorlamak ne kadar doğru?
Güreşlerin yapıldığı alanlarda, develer rakiplerini kızdırmak için özel yöntemlerle kışkırtılıyor. Güreş sırasında boyun burkulmaları, diş kırılmaları hatta iç kanamalar yaşanabiliyor. Bazen develerin kaçmaya çalışırken insanlara zarar verdiği de oluyor.
Deve güreşlerinin en büyük savunucuları, bunun bir "gelenek" olduğunu söylüyor. Ancak işin içinde büyük bir ekonomi de var. Güreşler, yerel turizme katkı sağlıyor, bahisler oynanıyor, deve sahipleri para kazanıyor. O halde, geleneği yaşatıyoruz derken aslında hayvanları birer eğlence aracına dönüştürmüş olmuyor muyuz?
Bugün dünya genelinde Suudi Arabistan, BAE ve Katar gibi ülkeler deve yarışlarını ve deve güzellik yarışmalarını öne çıkarıyor. Hindistan'da ise geleneksel deve festivalleri, hayvanlara zarar vermeden kutlanıyor. Türkiye'de neden deve yürüyüşleri, süsleme yarışmaları gibi daha hayvan dostu etkinlikler ön plana çıkmasın?
Tarihte pek çok gelenek zaman içinde değişime uğradı. Örneğin boğa güreşleri, birçok ülkede yasaklandı veya tepki çektiği için geriledi. Peki, deve güreşleri için de benzer bir dönüşüm mümkün müdür?
Gelenekler, toplumların geçmişinden gelen değerli miraslardır. Ancak bir geleneğin yaşaması için, o geleneğin etik değerlerle de örtüşmesi gerekir. Deve güreşleri, hayvanları zorla dövüştürmeye dayanıyorsa, onu savunmak ne kadar doğru? Eğer bir geleneğin devamı için bir canlının zarar görmesi gerekiyorsa, belki de o geleneği gözden geçirmenin zamanı gelmiştir.
İyi haftalar.
Yorumlar
Kalan Karakter: