SORU 1: Babalık Karinesi Nedir?
Medeni Kanun m.285’e göre “Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür. Kocanın gaipliğine karar verilmesi halinde üç yüz günlük süre ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden itibaren işlemeye başlar.” Bu hükme göre evlilik birliğinden olan çocukların hukuken babası karine olarak kocadır.
SORU 2: Soy Bağının Reddi Davası Nedir?
Soy bağının reddi davası, çocuk ile kimlikte baba olarak görünen kişi arasındaki soy bağı ilişkisini ortadan kaldırmak yani babalık karinesini çürütmek amacıyla açılan yenilik doğuran bir davadır.
SORU 3: Soy Bağının Reddi Halleri Nelerdir?
Bunu 2 ana başlık altında incelememiz mümkündür:
- Çocuğun Ana Rahmine Evlilik İçinde Düşmüş Olması
Bu durumda davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır. Davacının babalık karinesini çürütebilmesi için kocanın baba olmadığını, çocuğun bu kocadan olması ihtimalinin bulunmadığını, yani fiili imkânsızlık durumunu ispat etmesi gerekir. Bu durum da iki şekilde ispatlanabilir.
- Cinsel İlişkinin İmkansızlığının Kanıtlanması Hali:
Soy bağını reddetmek isteyen davacı koca doğumdan üç yüz gün öncesi ile yüz seksen gün öncesi arasında geçen 121 günlük süreçte karısıyla cinsel ilişkide bulunmuş olmasının fiilen imkânsız olduğunu ispatlamalıdır. Karı ve kocanın yalnızca kavgalı olduklarının ispatlanması, fiilen ayrı yaşamaları hatta boşanma davası açılmış olması ise tek başına cinsel ilişkinin imkânsızlığını ispatlayacak olgular olarak kabul edilmemektedir.
- İlliyet Bağının Yokluğunun Kanıtlanması Hali:
Cinsel ilişki ile çocuğun doğumu arasında illiyet bağı olmadığı ispat edilerek de babalık karinesini çürütebilir ve soy bağının reddini sağlanabilir. Bu duruma örnekler verecek olursak; kocanın çocuk yapma kabiliyetinin bulunmadığını, karısının cinsel ilişkiden önce zaten gebe olduğunu, çocuğun ana babaya hiç benzemediğini, başka bir ırkın özelliklerini taşıdığını, tıbbi inceleme yöntemlerinin kullanılmasıyla bilimsel olarak ispatlanması mümkündür. Tıbbi inceleme yöntemleri olarak da kan muayenesi ve genetik incelemesi yöntemlerini gösterebiliriz. Bu konuda MK m.284/2’de tıbbi yöntemlere cevaz vermiş ve “Taraflar ve üçüncü kişiler, soy bağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir” denilmiştir.
- Çocuğun Ana Rahmine Evlilikten Önce Ya da Ayrılık Sırasında Düşmüş Olması
MK. m.288’e göre “Çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez. Ancak gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur.” Bu hüküm ile, çocuğun, evlilikten itibaren asgari gebelik süresi olan yüz seksen günden daha az bir sürede doğduğu veya kadının gebe kaldığı zamanda kocasından ayrılığına hükmedilmiş olduğu anlaşılırsa, koca soy bağının reddi davasında başka herhangi bir delil getirmek zorunda kalmayacaktır.
SORU 4: Soy Bağının Reddi Davasını Kim/Kimler Açabilir?
Bu davayı davacı sıfatıyla koca, koca dışında çocuğa, şartların oluşması halinde kocanın altsoyu ile ana ve babasına ayrıca baba olduğunu iddia eden kişiye de dava açma hakkı tanınmıştır.
SORU 5: Soy Bağının Reddi Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme Hangisidir?
Soy bağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır. Görevli mahkeme ise Aile Mahkemeleridir.
SORU 6: Soy bağının Reddi Davasını Açma Süresi Nedir?
MK m.289’da koca ve çocuk tarafından açılacak dava için, MK m.291’de ise diğer ilgililer ve kayyımca çocuk adına açılacak dava için hak düşürücü süreler öngörülmektedir. MK m.289/1’e göre; “Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, herhâlde doğumdan başlayarak beş yıl içinde açmak zorundadır.” Bu düzenlemedeki ‘….her halde doğumdan başlayarak beş yıl…’ ibaresi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. İptalden sonraki madde düzenlemesine göre koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. Soy bağının reddi davasında davacı çocuk ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde davayı açmalıdır.
SORU 7: Soy bağının Reddi Davasını Açma Süresi Uzatılabilir Mi?
MK m.289/3 hükmüne göre “Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.” Bu hüküm uyarınca soy bağının reddi davasının süresinde açılamadığı hallerde, gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, soy bağının reddi davasına ilişkin olarak kabul edilen bir yıllık süre haklı sebep teşkil eden durumun ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacaktır. Hangi durumların haklı neden oluşturacağının takdiri hâkime aittir.
Av. Ezgi ENGİN