Yağışların iyi gittiği günleri özlemişiz. Çayların, göletlerin kuruduğuna şahit olmak, insanın canını gün geçtikçe daha fazla sıkıyordu. Tabi yeterli olur mu, olmaz mı zamanla anlayacağız. Sonbahar yağmurları toprağın doymasını sağlar sağlamasına, fazlasıyla bizlere de bereket olur mu dersiniz? Yoksa yeraltı sularımız sondaj korkusuyla dağılır gider mi?
Şehirlerdeki sokak aralarını, evleri ve iş yerlerini basan yağmur suyu da bizlerin ayıbı olsun.
Temizlenmeyen mazgallar, kentimizi her defasında hazırlıksız yakalıyor. Mazgal temizleme çalışmalarında, cadde ve sokaklar üzerindeki yağmur suyu kanallarındaki mazgallar kaldırılıp, içlerinde biriken kum, kağıt, yaprak, izmarit gibi yabancı maddelerin temizlenmesi ve mazgalların yıkanarak tekrar kapatılması bu sorunu neden çözmeye yardımcı olmasın?
Bu sonbahar da yağan yağmurlar ormanlarımızın bereketinin de habercisidir. Belki de doğa da organik kalan tek şeyi bizim için değerli kılar. Mantar. Çanakkaleli olup melkiyi, kulacığı bilmeyenimiz yoktur diye düşünüyorum. Ormanların içinde eski zamanların bolluğu kalmamış tabi. Eskiden dediysem de çok uzun bir mazi de değil, on beş yıl öncesi falandır en fazla. Sepetler dolusu toplanan melki köylünün aşı oluyordu. Şimdilerde ise tane hesabı ev halkına taksim ediliyor. Tabi her ailenin sofrasında da melkimiz yer alamıyor. Ormana bakıp üzülmemek elde değil. Artık hangi şirketin ne yaptığına yetişemediğimiz dağlarımız var. Haa! Bir de bu olan biteni seyreden biz. Arsa ticareti haline gelen tarlalarımız, elden ele gezerken seyreden yine biz.
Doğayı sevmekten ne zaman vazgeçtikte, kırsal da yaşayanların ekmeğine göz diktik?
Bugün, gözyaşı damlası gibi yanağımızdan süzülen geleceğimize, afet bizler oluyoruz. Hangi yağmur acısın bize? Hangi ekmek doyurur bu tahribattan sonra bizi?
Üstüne üstlük, tatil hediye edilen ve geleceğe yaptıkları kötülüğü haklı çıkarmaya çalışan seçilmiş kırsal yöneticilerimiz var. Kimimiz korkuyla, kimimiz vaatlerle ekmeklerine yağ sürüyoruz. Dağların kekik kokusu artık burnumuza zehir kokusu gibi geliyor.
Not: Bilmediğimiz mantarları ve otları yemeyelim!
İyi haftalar.