Seçim öncesi karmaşası gündemimizden düşmüyor. Seçim olsada olmasada muhabbetlerimizin olmazsa olmazı... Aramızda ki paylaşımımız seçmen bakış açısından çok taraftar olunan takımların mücadelesi kıvamında. Türkü türkü Türkiye’mizin hikayelerine ne oldu? Hikaye diye değil de, her kesimden ailenin gerçek hayatların incelendiği türkü türkü Türkiye’m. Hayat standartlarımızın düşmesiyle yüzleşecek, kendine açıklayacak, kim kaldı bugün?
Hani ülkeyi, içinde bulunduğu durumdan kurtaracak güç?
Yoksa hepimiz birer paydaş mıyız, kendi tekerini döndürmenin peşinde? Kazanan kim olacak bu durumda?
Halkın uyanık ve bilinçli davranması lazım. Siyasetçilere bir şey olmaz olan halka olur. O yüzden halkın tabanda birleşmesi lazım aksi takdirde daha da kötü günler bizi bekler.
İçinde bulunduğumuz duruma bir örnek: "At çok fazla çalışıp, hızlı koşup, yarışı kazanıyor. Atın sahibine 3 milyon lira, ata binen jokeye 259 bin lira, ata ise kazandı diye havuç veriyorlar." diyebiliriz.
Oy verdiğiniz semtin nezih kalmaya devam etmesi için, kendinizi huzurlu ve güvende hissetmeniz kadar doğaya baş kaldırmamış olması göz önünde tutularak değerlendirmesi yapılmalı.
Sadece yerel seçimlerde değil, genel seçimlerde de önüne konan adayların kim olduğuna bakmaksızın mührü vuranların derdi zaten hizmet almak değildir. Bunu küçük çocuklar bile biliyor artık. Mağdur edebiyatı kadar başka hiç bir şey bizlerin umutlarını bu kadar ertelememiştir.
Yoksulluğu yok etmeyi değil, yoksulluğu yönetmeyi tercih ediyorlar.
Günlerdir ülkeden cesetler çıkıyor; bu insanlar nasıl bu kadar korkusuz ve cani olup seri katillere dönüştü, aklım almıyor.
İyi haftalar.