Maddi ve manevi sıkıntı içinde olmayanınız var mı? Yoktur diye düşünüyorum.
Hayatımızın önem sıralamasını yaparken kriter önceliğimiz, mutfağımıza düşen yangın olmalıdır. Tabii herkesin yeterlilik ve memnuniyet seviyesi farklı olacaktır. Beslenmesini iyileştirmek bir kişiyi tatmin ederken diğer bir kişiyi memnun etmeyebilir.
Gezdiğimiz sokaklarımızın düzgün ve temiz olması gerekir. Seçeceğimiz adayın ise ideolojisi ve yaşadığımız ortama katacağı değerler elbet önemli olmalıdır. Bizlerin hayatını kolaylaştırması ve kalitesini arttırması gereklidir. Mutfağımıza katacağı ekonomik katkı için yapabilecekleri daha da önemlidir.
Çiftçilik, hayvancılık ve ekilebilecek alanlarımızın üretimi arttırabilecek potansiyele sahip olması avantajımız. Üretime destek olacak projelerin geliştirilip uygulanması kentimizin kalkınması için büyük bir avantaj olabilir. Kalıcı çözümler üretip geleceğe miras olarak bırakılabilir. Bugünü kurtarmaya çalışmak, insanlığımız adına yapılabilecek en büyük kötülük olacaktır.
Yardım adı altında yapılan destekler, geleceğe yapılan kötülükten başka bir şey olmayacaktır. Kömür, makarna, kahve vs. dağıtılması, kalıcı çözüm değildir. Bu tarz bir yardım beklentisine giren halk, tembelliğe teşvik edilmiş olur. Her şeyi hazır beklemek, üreten bir toplum olmamıza engel olacaktır.
Bu zamana kadar edinilmiş köy ve belediye varlıklarının gelirlerinin, vatandaşa fayda sağlayacak şekilde finanse edilmesi lazım. Kişiye özel yapılacak finansal destekler, gelirlerin adaletli paylaşımına ket vuracaktır. Makama yapılan hürmet yerini düşmanlığa bırakabilir. Bu da toplumsal hoşgörüyü temel taşından başlayarak bozmak demektir. Seçilmiş kişi olarak her kesimin yaralarını sarmak, gerçekten derman olmak bizleri kolektif refaha kavuşturacak yegane çaredir.
Seçimin yaklaştığı bu hafta rekabet içinde geçecek. Umarım adil ve gelecek umudunu veren bir seçim süreci olur. Üç kuruşa asker olup geleceğe darbe vuranların ateşine köz olmayacağımız günleriniz olsun.
İyi haftalar.