Siyanürle ölüm de bizde, sobadan zehirlenerek ölmek te... Ölüm sebebi karbon monoksit değil, yoksulluk. Doğalgazın pahalı olması, insanların ölümü göze alarak kalitesiz kömürlerle ısınmasına sebep oluyor ve bu fakirliğin sonucunda zehirlenerek ölüyorlar. Bir ons/altın için de insanlarımız, ormanlarımız, akarsularımız, göllerimiz zehirleniyor. Doğamız birilerine hep feda ediliyor. Yaklaşık 40 milyon yıl önce yeşermeye başlayan coğrafyayı sessiz kalarak yok ediyoruz.
Birini yavaş yavaş öldürmek için, yemeklerine anlaşılmayacak miktarda siyanür eklerdi Agatha Christie kitaplarında. Bizleri bir anda öldürmeye karar vermiş gibiler. Irmağın akışına ölünüyor, ama ırmağın siyanürle zehirlenmesine, ormanın talan edilmesine, toprağın yağmalanmasına, şehirlerin betonlaşmasına, sahillerin peşkeş çekilmesine, yaylaların katledilmesine sessiz kalınıyor. Kazdağları' nda ki katliamın sonucu da pek farklı olmayacaktır.
Bereketli kentimizi de katliamlara kurban vermesek nasıl olur?
Gündemde olan cemaatler ve tarikatlar çoğalırken bizler bir şey yapamıyoruz. Ruh hastası biri kendini mehdi ilan ediyor, bir grup kendini kaybetmiş insanda peşine takılıyor. Bu ve bunun gibi oluşumlar ülkemiz için milli güvenlik sorunu oluşturuyor.
İnancını, sözde şeyh karşısında transa girerek yaşayanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu duruma cezbe gelmek deniyor. Bu durum şeyh ile göz göze gelindiğinde yaşanıyormuş. Cezbe gelen müridin akli dengesini kaybedecek kadar etkilendiğine inanılıyor. Mürit cezbedildiğine inanıp şeyhine olan aşkıyla anlamsızca kendinden geçiyor. Transa geçmek psikiyatride nevrotik bir durum oluyor, eksen 2 denilen kişilik bozukluğuyla ilişkili ve içinde parafilik öğeleri de barındırıyor. Yani sapkınlığa ramak kala olup, içsel korkunun dışa yansıması olan fobilerin temelini oluşturuyor. Yaşanan birçok olayda olduğu gibi ırk, din, cinsiyet, siyasi görüş fark etmeksizin tüm sıkıntılı olayların, dini boyuttaki açıklamaların ve bilimsel açıklamalarının kesişim yeri bence çok net; toplumda inançlı-inançsız akıl sağlığını koruyabilen çok az insan kalmış, maalesef.
Bu kadar cemaat ve tarikat nasıl çalıştırılıyor? Değirmenin suyu, nereden nereye dersiniz? Sonuç olarak tarikat kurmak ülkemizde en rahat para getirisi olan meslek haline geldi. Bu durum hiç normal değil!
Ülkemize bir aspirin kadar faydalı olamıyoruz. Bari din pazarlayan, dini ticarethane yapan oluşumlara izin vermeyelim.
İyi haftalar.