Her geçen gün, düzensiz göçmenlerin yakalanma haberlerini duyuyoruz. Bazılarının acı haberleri geliyor. Kimisi de anlaştıkları ya da tanıdıkları kişiler tarafından gittikleri ülkede kalabiliyor. Bazıları da ülkemizde kalıyor. Yaşanan çilenin üstüne eklenen yurtsuz kalmanın verdiği boşluğun travması bütün ülkeleri ve insanları derinden etkiliyor. Keşke kimse doğup büyüdüğü yerden ayrılmak zorunda bırakılmasa...
Ait olmadığın bir yerde ve farklı bir kültürde yaşamaya çalışmak kimse için kolay bir şey değil. Çocukluktan beri birlikte büyüdüğün insanlara bile saygı gösteremezken nasıl uyum sağlayacaksın. O ya da bu, empati kurabilecek misin? Takım tutar gibi holiganlaşıp, siyasi kaderimizi belirlemiyor muyuz? İnanç kültü altında kalıp, tarikat ve cemaatlerin savunuculuğunu yapanları hangi takımda oynatalım?
Okullarda yaşanan akran zorbalığı, intihar etme noktasına gelen genç insanlar, saplantılı eski kocalar, umutsuz aile babaları, hayvanlar üzerinde gücünü denemeye çalışan özgüvensiz kişiler... Evet bunların hepsi insani ihtiyaçların maddi manevi bozulması sonucu ortaya çıkan travmalardır.
Peki bizler ne zaman bu kadar değersiz olduk?
Geçimimizi sağlamaya çalıştığımız toprakların talan edilmesi, insanlığımızı da talan etmiş gibi duruyor. Adaletsizlik, başını sokacak evi olmayanlar varken yirmi tane evi olanları alkışlamakla başlıyor. Bencilliğimiz daha hangi noktalara taşır bizleri bilemiyorum. Yalnızca şunu söyleyebilirim, o da ülkeye ödediğimiz kiranın adaletsizliğinin bizleri yurtsuz bırakabileceği.
İşim yürüsün, aşım pişsin, karnım doysun siyasetinin geldiği nokta da endişelenmemek elde değil. "Biz" kelimesiyle holiganlaşan kişiye nasıl bir dünya görüşü yükleyebilirsin... Cahillik eğitilebilir ama bizler 80' li yıllardan sonra eğitimi reddettik. Sadece yaşamaya nefes alarak devam ettik. Aldığımız nefesinde ne kadar temiz olduğu ayrı bir konu.
Gelelim gençlerin (çocukların demek daha doğru olacaktır.) motosiklet tutkusuna. Özellikle ilçelerde okula gitmek için neredeyse hepsi dikkatsiz kullanıyor. Ehliyet almak için belirli kuralların yerine getirilmesi lazım. Bu çocuklar ilk olarak yaş şartını hiçe sayıyor. Geçen gün akşam saatlerinde Musa köy - Özbek arasındaki anayolda iki motosiklet yarışıyordu. Akrobatik hareketler yaparak, akmaya çalışan trafiği kaza yapmaya zorluyorlardı. Yarışan motosikletlerdeki çocuklar kendilerinden vazgeçmişler. Peki bunlara bahis oynatıp trafiği engelleyen üç tane arabaya ne demeli? Sonra ki süreçte haberlerden öğreneceğimiz, gençlerin kazada hayatını kaybettiğinden başka bir şey olmayacak. Daha fazla ailenin canı yanmadan bu gençlerin üzerinden oynanan bahisleri kapatalım.
İyi haftalar.