Geçen günlerde elime geçen bir çocuk kitabının başlığı tam olarak şöyle idi: “Dört Nala Koşturan Anne”. Kitabın kapağını açmadan uzun bir süre başlığa ve kitabın kapak resmine takılı kaldım. Uzun bir süre düşündüm. Ne kadar bizden bir ifadeydi. Ne kadar güzel annelerimizi, kadınlarımızı anlatıyordu. Her şeye yetişmeye çalışan, her yerde layıkıyla olmak için didinen, çalışmaya çalışırken her şeyin en mükemmelini yapmak için mücadele eden annelerimiz…
Mükemmel olmaya çalışırken belki kendi hayallerinden vazgeçen, kendi için bir şey yapmayı hiç düşünmeyen anneler ya da kadınlar. Temeline indiğinde insan aslında böyle öğretildiği için böyle yaşanıyormuş diyor bazen. Birçoğumuza kimse hayallerin için koş demedi, canın nasıl istiyorsa kendine öyle yön ver demedi. Hayatın basmakalıp düşünceleri ile oku, meslek sahibi ol (ama mesleğin devlet kapısında garanti bir iş olsun ya da öyle antin kuntin diye tabir ettikleri belki kendimizi daha mutlu hissedeceğimiz türlerden sakın olmasın yoksa aç kalırsın direktifleri), evlen, yuvana sahip çık fikirleri ile yoğruldu çoğumuz. Kendini bulan, hayat gayesi ile tanışabilen ya da buna fırsat verilen öyle az anne var ki. Mükemmele odaklanmış, eksik yapmamak için uyandığı andan uyuyana kadar geçen zamanı kitabın ismindeki gibi dört nala koşturarak geçiren ve hayatın o güzel anları kaçıran anneler…
Kusursuz olmaya çalışmak, hiç hata yapmamak için çabalamak zorunda değilsin. Mükemmel anne yoktur ama sevgisini sonsuz hissettiren, evladıyla en güzel anıları yaşayan anneler vardır unutma. Bırak ev dağınık kalsın, çık dışarı. Bırak o gün bir çeşit yemek az yensin, kahveni yudumlayabil. Bırak her şey ütülenmesin, azıcık kırışıklıktan kimseye zarar gelmez. Yeter ki kendine zaman ayır, hayallerine müsaade et. Etrafındakileri mutlu et ama kendini de ihmal etme. Sen iyi olduğunda ama yanlış anlama mükemmel değil her şey daha iyi olacak bunu bil.
Sevgili okur bu hafta dünya kadınlar günü. Her yerde sadece bir gün özelmiş gibi söylemler olacak. Ama kadına yapılan fiziksel ve ruhsal şiddetin arttığı her gün bunun bir anlamı yok. Kendini güçlü göstermek ya da her şeye yetişmek zorunda değilsin. Sende insansın. Güçsüz kalabilir, destek alabilirsin. Eşinden, evladından, annenden, babandan, kardeşinden ya da komşundan destek almak seni eksiltmez. Aksine kafanı kaldırıp martıların uçuşunu izlemen için birkaç saniye verir ve o enerjiyle daha rahat ilerlemeni sağlar.
Evlatlarımıza hayalleri için mücadele etmeyi, bu yolda yoluna çıkacak zorluklar karşısında pes etmemeyi gösterelim. Çünkü anneleri en güzel rol modelleridir, biz sahip çıkarsak hayallerimize ve yolumuzu bulursak bu uğurda, onlarda arkamızdan gelecekler en coşkulu halleriyle.
Bu haftaya 1001 Merak Yayınlarından çıkan “Dört Nala Koşan Anne” ve 1001 Çiçek Yayınlarından çıkan “Hiç Hata Yapmayan Kız” çocuk kitaplarını okumanızı tavsiye ederim sevgili okurlar.
Hayallerinin seni var etmesine izin ver sadece.
Sevgilerimle,
Çocuk Kitabı Yazarı Işık SARAÇ