Merhaba Sevgili Okur,
Bu hafta 23 Nisan haftası ve her yerde birçok etkinlikler, gösteriler, merasimler mevcut. Bazıları çocukların sergilemeleri üzerine kurulmuş etkinlikler bazıları ise çocukların eğlenmeleri üzerine yetişkinlerin organize ettiği etkinlikler.
Konu çocukların stres ve kaygı yaşamalarına sebep olan gösteriler olunca bende bu konuda birkaç fikir paylaşmak istedim sizlerle. Ve bu konuda yaşadığımız bir anı ile başlamak isterim.
Uzun zaman önce kendi kızım okul öncesi bir kuruma devam ettiğinde yapılan 23 Nisan şenliklerinde sahneye çıkmıştı. Bizim yapılan hazırlıklardan haberimiz yoktu, onlar okula gittikleri süreç içinde dönem içerisinde hazırlıklarını çocukları sıkmadan, bunaltmadan, bir şekilde yapmışlardı. Tüm aile orada sahneye çıkacak üç yaşındaki kızımı izlemek için heyecanlı ve gururluyduk. Kızım sahneye çıktığında ağlamaya başladı ve kitlenip hiçbir hareketi yapmadan öylece kaldı. Diğer çocuklar bir şekilde verilen yönergelere uyup yapıyorlarken kızım yapmak istemiyor hiç mutlu gözükmüyordu. Sahneden iner inmez hemen kızımı aldım sarıldım ve olayın aslında giydiği kıyafeti beğenmemesi, kendini o kostüm içinde iyi hissetmemesi olduğunu öğrendim. Sonrasında da çalıştığım kurumlarda bazen öğrencilerimden “öğretmenim o kostümü ben giymek istemiyorum” gibi sözler duyduğum anlar oldu.
Üzerine düşündüğümde çocukların bazılarında bu gösterilerden hoşnutluk duymadığını, yapmak istemedikleri halde zorlandıklarını, bazılarının ise çok mutlu olduğu kanısına vardım. Asıl soru “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı çocuklar için bir bayram ise çocuklar, bu bayramda eğlenmek ya da mutlu olmak yerine neden başkalarını eğlendirmek ve mutlu etmek zorundaydılar” kısmıydı. Bu soru üzerine yoğunlaşıp etkinlik kapsamında çocukların sergiledikleri gösterileri programa dahil etmeyip onların oynadığı ve eğlendiği organizasyonlar düzenleyen okullar olduğunu bazılarında ise olmadığını hepimiz görüyoruz. Seyredildiğinde bizleri çok mutlu ve gururlu hissettirdiği doğru. Fakat olaylara çocuk tarafından baktığımızda çocukların bu durumdan aynı keyfi almadıklarını, stres ve kaygı yaşadıklarını, bir anda topluluk önünde izlenilmenin kendilerini kasmalarına sebep olduğunu, bu durumların kişiliklerine kadar etkiler yarattığını biliyoruz.
23 Nisanların çocukların doyasıya oyunlar oynadığı, aktivitelere katılıp sevdikleriyle ve aileleriyle birlikte oyunlara katılabildikleri, o günü onlara bayram havasında yaşatacak şekilde geçmesi için çalışmalar yapılmasının çocuklarımızın gelişim sürecinde kaygı yaratmaması için daha olumlu rol alacağını belirtmek isterim. Bu şekilde ilerlendiğinde “neşe doluyor insan” ifadesinin anlamını bulacağını söyleyebiliriz.
Çocukların güven, saygı, sevgi içerisinde sadece bir gün değil her gün neşeyle, coşkuyla oyunlar oynayarak, farkındalıkları yüksek iyi birer bireyler olması için yetişkinler olarak üzerimize düşen ne ise yapmalı, geleceğimizin neferlerini mutlu yetiştirmeye çalışmalıyız. İçlerinde kaygı yaratacak durumlar yaşayacakları ortamları sunmamalı, gelenek ve kültürlerimize sahip çıkarak, bayramlarımızın da anlam ve önemini hissettirecek şekilde ortamlarda olmalarına olanaklar sağlamalıyız.
Sevgilerimle,
Çocuk Kitabı Yazarı Işık SARAÇ