Değerli okurlar, haydi gelin Kuran-ı Kerim’i nasıl okumalıyız üzerine birlikte düşünelim. Büyüklerimiz Arapça olarak yanık sesleri ile mevlitlerde belirli sureleri okuyor değil mi? Evlerimizde de duvara astığımız bez kılıfların içerisinden arada çıkarıp okuyoruz. Hatta bazılarımız Arapça okumasını bilmediği için Arapçasının Türkçe okunuşunu okuyup kapatıyorlar benim geçmişte yaptığım gibi. Daha çok sevabı var diye duyduğum ve Arapça okumasını da bilmediğim için bari Türkçe okunuşunu okuyup sevabımı artırayım diye hesap-kitap yapmıştım dünde. Özür diliyorum Rabbimden. Akıl etmedim ve düşünmedim! Halbuki Rabbimiz kullarına “kendi dilinizde, ağır ağır ve düşünerek Kuran okuyun” buyuruyor. Türkçe mealini okusaydık bilirdik bizlere ne demek istediğini. Ancak kendi dilimizde okumadığımız, anlayamadığımız için işin iç yüzünü bilemedik. Ne demek istiyor hiç düşünmedik.
Akıl etmez misiniz? Düşünmez misiniz? demiş bir çok ayette. Lütfen okuyun Kuran-ı. Ancak okumanın düsturu var. Arapça biliyorsanız bir ayet Arapça ve hemen ardından Türkçe mealini okuyup düşünelim. “Rabbim burada bana ne anlatmak istiyorsun. Bu ayetten ben Berrin kulun olarak ne anlamalıyım? Bana özel mesajın ne” diye hiç sorduk mu okurken? Lütfen sorun. Okumakta acele etmeyin. Bir an önce hatim indirip sevabını bağışlamak yerine (ki buradaki bağışlama kelimesini kullanmak yerine, hediye ettim demek çok önemli) okuyup anlamak için gayret etmek çok daha önemli.
Rabbimiz bizlerden “emir ve yasaklarımı öğrenin, Kuran’ı bolca okuyup bana hayırlı bir kul olun” istiyor. Anlamadığımız haram ve helallerini nerden öğrenebiliriz ki? Elbette hepsi mucize kitabı Kuran’ın içinde var. Yazıyor. Tek tek, bir bir, ince ince açıklamış. Yaşadığınız her ne varsa, tüm sorularınıza cevaplar içince. Aramayın başka yerde!
Abdestimizi alıp geldik. Rabbim Kuran’ı anlamayı, anlatmayı, yaşamayı ve yaşatmayı nasip et diye dua ettik. (Burada gönlünüze nasıl geliyorsa öyle dua edin. Dua, sizin Allah ile olan muhabbetinize göre şekillenir. Size kalmış. O’nunla aranıza giremem.) Euzu besmele ile başladık okumaya. Bir ayet Arapçasını ve hemen ardından mealiyle birlikte okuyup düşünmeye başlayın. Diğer ayete geçmek için acele etmeyin. Bilmediğiniz kelimeleri araştırın. Anlayamadığınız yerleri sorun O’na. Bekleyin ayet üzerinde. 5, 10, 20, 30 dakika, gerekirse daha fazla. Zamanım yok ki demeyin. Keyifle bekletirler. Merak edersiniz. Kafa yordurturlar. Anlamak için çabalarsınız. Mealin anlamı kalbinize gelir. Hah! Tam da bu dersiniz. Ben bunu daha önceden nasıl düşünmedim, ne kadar kolaymış, nasıl görmemişim, anlamamışım diye hayıflanırsınız. “Öyle kafana göre Kuran’ı anlayamazsın. Sabit değişmeyen ayetler var” diyenler olabilir. Siz başkalarının söylediklerine değil, Allah ve Resul’ünün söylediklerine bakın ve lütfen deneyin. Şahsınıza özel anlatımları var. Tadını çıkarın. Yaşayın ve görün! Keyifli okumalar diliyorum
Allah razı olsun Berrin Hanım,yıllar yılı hayat kitabımızı hiç anlamadan,mesajını idrak etmeden okuduk durduk.Rabb'imizin hikmet dolu ayetlerini bundan sonra anladığımız dilde okuyup onu gönlümüze yansıtacağız inşallah.