Kolajen, hayvan kemiklerinin pişirilmesiyle elde edilen doğal yapıştırıcıyı adlandırmak için kullanılan eski bir terimdir. Yunanca kólla veya "yapıştırıcı” ve -genḗs veya "üreten" kelimelerinden türediği sanılmaktadır. Kolajen, omurgalıların hücre dışı matrisinde ve bağ dokularında en bol bulunan proteindir ve memeli türlerinde daha fazla bulunur. Kolajenin tipik yapısal elemanı çubuk benzeri üçlü sarmal bir alandır. Yapılarına, supramoleküler organizasyonlarına ve fonksiyonel özelliklerine bağlı olarak 28 tip kollajen tanımlanmıştır. Kolajenin elde edilmesi çoğunlukla kıkırdak, deri ve kemik gibi hayvan kaynaklı kollajen açısından zengin dokulardan ekstraksiyona dayanır. Üretim prosesine bağlı olarak tamamen farklı yapı, bileşim ve özelliklere sahip farklı kolajen türevli ürünler elde edilebilir.
İnsanlar dahil tüm memelilerin ürettiği bir proteindir. Saçlarımız, cildimiz, tırnaklarımız kaslarımız, tendonlarımız ve hatta kan damarlarımız için bir yapı taşı görevi görür. Aslında insanlarda en bol bulunan proteindir ve cildin kuru ağırlığının yüzde 75'ini ve vücudumuzun toplam protein kütlesinin yüzde 30'unu oluşturur. Kolajenin kendisi aminoasitlerden, özellikle de glisin, prolin ve hidroksiprolin'den oluşur.
Yaşlandıkça, vücudumuz doğal olarak daha az kolajen üretir ve günes hasarı gibi faktörler üretimimizi daha da azaltabilir. Kolajendeki bu azalma, birçok insanda yaşlanmanın klasik belirtilerinden bazılarını açıklayabilir (örneğin kas tonusu kaybi, deri sarkması veya eklem ağrıları.) Diyetlerimizde besinler aracılığıyla kolajen üretimimizi iyileştirebiliriz. Et, kümes hayvanları, deniz ürünleri, süt ürünleri ve fasulye gibi protein açısından zengin besinler, glisin, prolin ve diğer amino asitlerin iyi kaynaklarıdır. Kolajen yapma süreci de turunçgillerde bulunabilen C vitamini de önemlidir. Günümüzde besin takviyesi olarak kolajen içeren bir dizi ürün de bulunmakta. Kolajen takviyeler genellikle hayvanların ve balıkların deri ve kemiklerinden yapılır ve çoğunlukla toz halinde bulunur, ancak aynı zamanda sakızlar, kapsüller ve hatta bar gibi ürünlerin içinde de satılır.
1-Cilt Sağlığı:
Araştırmacılar cildin iyi görünmesini sağlayan şeyleri ölçmeye çalıştıklarında, aradıkları şeylerden bazıları arasında elastikiyet (gerildikten sonra normale dönme yeteneği), nem veya pürüzlülük ve kırışıklıkları araştırmışlar (bazı çalışmalar aslında cildin derinliğini ölçer). Genel anlamda yapılan birçok çalışmada ortalama 2.5g-10g kolajen alımının 6-12 hafta boyunca alınmasının cilt elastiyetisini, nem oranını arttırıp, kırışıklıkların derinliklerinin azalmasına yardımcı olduğu bulunmuş.
2-Saç ve Tırnak Sağlığı:
Kolajen takviyelerinin saçınızın parlak görünmesini ve tırnaklarınızı güçlü tutmasına yardımcı olabileceğini gösteren bazı yeni araştırmalar var. Saç ve tırnak sağlığını nasıl iyileştirebileceği konusunda herhangi bir ortak sonuca varılmasa da kanıtlar umut verici. Bu konuda yapılan araştırmalarda kullanılan dozlar daha küçük-örneğin 2.5-5g gibi ve kullanımın daha uzun-6 ay gibi olduğunu görüyoruz. Tırnak ve saç uzamasını arttırabileceğini ve yine tırnak kırılmalarını azaltabileceğini görüyoruz.
3-Kas ve Eklem Sağlığı:
Kolajen alımının kas ve eklem sağlığını iyileştirdiğine ve ağrıların azalabileceğine dair yüksek kanıtlar var. Burada alınan miktarlar 1 ve 2 ye göre daha yüksek. Genelde çalışmalar 10-20g arasında yapılmış. Süre olarak da 12-24 hafta. ISSN genel bir rehber olarak optimum alımı 10g olarak belirlemiş bu sağlık yararı için. Süre olarak bir ifadesi yok ki genel anlamda bu ihtiyaç boyunca ya da sürekli kullanımı işaret edebilir.