Uyumak ve yemek insanların hayatta kalması için çok temel olan ihtiyaç ve davranışlardandır. Şüphesiz ki, besin alımı ve harcanması beden ağırlığı denetimi için çok önemlidir. Ancak, bu noktada en iyi diyeti ya da egzersizi bulmanın ötesinde, değiştirilebilecek faktörlerin en önemlilerinden biri uykudur.
Birçok kişi sağlıklı olmak adına kilo kaybı hedefler. Ancak bu noktada yine, bazen veriler neden-sonuç ilişkisinde karmaşıklıklar görülür. Her kilolu bireyin sağlıksız olmadığı, ya da her normal kilo bandında olan bireyin sağlıklı olamadığı gibi. Bu noktada, bütünsel bir şekilde sağlığın mental ve fiziksel sağlığın tamamı olduğu düşünülürken, değiştirilebilen bir faktör olan uyku yoksunluğunun giderilmesi ve önüne geçilmesi, beden ağırlığı denetimi üzerine olan olumsuz sonuçların da önüne geçebilir. Bireyler kilo kazandığı için mi uyku yoksunluğu yaşar? Yoksa, uyku yoksunluğu yaşadığı için mi kilo alır? kadar basit iki sorunun ötesinde karmaşık bir sistemden bahsetmek mümkündür. Bununla birlikte, uyku yoksunluğunun ana sebebi çözülmediği ya da alternatif bir araç bulunmadığı takdirde tek yönlü olmayan insan sağlığının gidişatını değiştirmek mümkün olmayabilir.
Leptin ve ghrelin hormonlar, besin alımı üzerine etki eden hormonların başında gelir (ancak, bilinenin aksine sadece bunlar etkili değildir.). En temelde, hipotalamusta bulunan arkuat nukleusta, birbirlerinin tersine çalışan 2 nörolojik sistem bulunur.
Bunlar temel olarak, iştahı uyaran ve azaltan olarak ayrılır; leptin ve ghrelin hormonlarının tersine çalışması ve uyku yoksunluğu besin alımının artmasına teşvik eden mekanizmaları beraberinde getirir. Büyüme hormonu salgılatıcı reseptörün ligandı olarak ghrelin tanımlanması, besin alımı ve uyku düzenlemesinin ilişkili olabileceğini öne sürer. Ghrelin temel olarak midenin endokrin bezlerinden üretilen bir tür peptittir ve yine genel anlamda eksik bilindiği üzere duodenum ve beyinden de salgılanır.
Arkuat nukleus, besin alımı kontrolünün merkezi niteliğindedir ve ghlerin açlığı ve iştahı arttır. Leptinse, çoğunlukla yağ dokuda üretilir ve toklukla ilişkilidir. Leptinin ve uyku yoksunluğunun hem direkt hem indirekt ilişkileri bulunmuştur ve farklı mekanizamalar öne sürülmüştür.
Birincisi, leptin salımının sempatik sinir sistemi tarafından baskılanması, ikincisiyse uyku kısıtlamasının sempatik aktiviteyi arttırarak, leptin seviyesini düşürmesidir. Kısa süreli uyku süresine sahip bireylerin, sadece bu anlamda daha yüksek BKİ’ne sahip olduğu bilinmektedir. Özelikle 6 gece ve üstü uyku yoksunluğunun, leptin seviyelerinde direkt bir düşüse (%19 ve %26) neden olduğu bilinmektedir. Ghlerin seviyesi ise direkt olarak %28 bir artışı beraberinde getirebilir. Ghrelin seviyesinin yükselmesi, uyku kısıtlamasında vücudun daha uzun süre uyanık kalmasından kaynaklanan enerji ihtiyacı artmasına cevap olarak yükselebileceği gibi, hipotalamik ghlerin seviyesi, uyku süresince artmakta, ancak uyku kısıtlaması sonrası normal değerin çok altına düşmektedir. Aldığımız 10 kalorinin, 2 kaşığın stresinden ziyade, sadece uykunu düzenlemek, hem beden ağırlığı denetimi hem de bütünsel sağlığın için kolay, ulaşılabilir, değiştirilebilir faktör olarak görülmektedir.