Ara ara yağan yağmurla birlikte sonbahar yüzünü gösterdi. Biraz da olsa sıcak havanın bunalımından kurtulduk. Her yıl yaşanan mevsimler zamansız oluyor. İklim değişikliklerini iyice hisseder olduk. Özelliklede ekim, dikim ve hasat zamanlarımız yıldan yıla değişkenlik gösteriyor. Herkes kendi yaşam mücadelesini verirken bir de değişen iklime karşı savaş veriyor. Bu savaş öyle topla tüfekle verilmiyor, diyebilir miyiz? Bilemedim. İthalata mecbur bırakılarak savaşmamız isteniyor. Coğrafya olarak hakkettiğimiz üretmeden tüketmek mi?
Üreticiye sadece atalık tohum desteği vermekle topraklarımız daha verimli hale gelmiyor. Topraklarımızı iyileştirmeye yönelik gerekli desteğin ve bilgilendirmenin yapılması, geleceğimiz için atılacak bir adım olabilir.
Üreticinin bilgilendirilmemesi sonucunda doğru yöntem bulunamayabilir. Mesela, mahsulleri zarar görmesin diye dolu savar sistemi kurdurabilir. Bu yüzden yağmurun yağmadığı ve kuraklığın tetiklendiği iddia edilebilir. Halkımız da son zamanlarda yaşanan kuraklıkları buna bağlıyor. Hava durumu uygulamalarında yüzde seksen yağış gözüken zamanlarda bile, hatta hava bulutlu olmasına rağmen bu iddia edilen dolu savarlar faaliyete geçip oluşan bulutları dağıtıyor, dolayısıyla yakın bölgeler yağış alırken tarım alanları yağış almıyormuş. Bir de üstüne patlamadan çıkan sesler ahır hayvanlarını ürkütüyormuş, tabi bu da süt verimini azaltıyor. Tabii bu iddiaların herhangi bir bilimsel desteği ve kanıtı yok. Üreticilerimiz adına bazı köy muhtarları, şok ve ses dalgalarının yağmur oluşumunu engellediğini söylemektedir. Bu söylem, İzmir yolu üzerinde kurumsal bir firmanın dolu savar kullanmasıyla tekrar tartışmaya açıldı.
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, dolu savarların giderek yaygınlaştığını ve bunun maliyetinin, doluyu önledim sanıp başka önlem almadığımızda ortaya çıktığını söylüyor. Sonuçta elektrik harcıyor, gürültü yapıyor. Bu makinenin kullanıldığı yerlerdeki vatandaşlar da huzursuz oluyor. Makinenin kullanıldığı yerlerde belli bir süre yağmur yağmayınca, oradaki halk bu makinenin yağmuru da engellediğine inanıyor. Etkisinin ne kadar mantıklı olduğu tartışılır. Bu konuyla ilgili bilgi kirliliği varsa da bilgilendirmeye gidilmelidir. Bu bilim dışı bir şey mi? Yoksa kurtarıcı mıdır?
Ormanlardaki çürük bitkileri, dalları kırar ve temizler. Dolu yağarsa ormanlar bahçıvanıyla buluşmuş olur. Tarım arazilerine ise çok zarar verir.
İyi haftalar.