Kahramanlık destanı yazmak, algı yaratıp bu kahramanlığı şölen havasıyla kutlamak millet olarak mottomuz oldu. Her şeyi bir kenara bırakıp bir yerlerde yazıldığı sanılan kahramanlığın tercümesi, milletimize zarar olarak yansıyor. "Komşusu açken tok yatan bizden değildir." sözünden daha başka bir durum var ortada komşu açken, ben de açsam eğer bizden olmayan kimdir? İnsanlık vicdanı dışında gelişen olayların bir grubun çıkarlarını korur nitelikte olmasının dünya vatandaşlarına faydası var mıdır?
Kendimizi dünyadan soyutlayarak yaşamamız mümkün değil. Siz de istemez misiniz, hobilerinizle ilgilenmek? Yürüyüşe çıkıp dinlenmek için oturduğumuz bir kafedeki çay fiyatını düşünerek hayatı sorgulamak mıdır yaşam?
Orman havası almak, deniz kıyısında oturmak bu kadar maliyetli olmamalı. Özel mülke çevrilen yerler alt üst tabaka arasındaki farkı her gün daha fazla açıyor. Bazen de almadığımız hizmetlerin bedelini ödemek zorunda bırakılıyoruz. Rüzgar gülleri ormanı tahrip ederek büyüyor. Verdikleri zararı görmezden gelmemiz isteniyor. Elektrik bu bölgede bu şekilde üretilecekse neden elektrik faturasını zamlı ödüyoruz? Sadece faturalarda değil mesele, bir çok bitki yok oluyor. İklimle oynamak doğa ile uyumlu yaşamamıza ket vuruyor.
Üretelim!
Bölgemizi koruyacak ve geliştirecek şekilde çalışmalar yapalım. İyi planlanmış çalışmalar olsun. Tarlalar boş kalmasın ama çiftçinin ürünleri de elinde kalmasın. Pahalı mazot, traktör ve gübre ile yapılan tarımımızı kendi petrol ve traktörleri ile işleyen devletlerden alınan gümrüksüz ithalatın önüne geçelim yeter aslında. Kendi kendine yetebilen bir ülkede kahraman hepimiz olabiliriz.
Şimdi iki yıl çiftçi kayıt sistemine tarla ve ürün kaydını yaptırmayanların yerleri kiraya verilebilecek.
Var olan çiftçiyi, olmayan tarım politikaları ile bitirip sonrasında amacı nitelikli çiftçi yetiştirmek olan bir program size de ilginç gelmiyor mu?
İyi haftalar.