Psikolojik gerçektir; insan neşesini, keyfini, ümidini kaybedip, bir de hayatta bir işlevi olmadığını hissedince otomatik olarak hayata küser. Hayatta kalmak için umutlu olmak şarttır.
Eğitim hayatını bitirip işe koyulmak istemek bugünün şartlarında bir anlam ifade edemiyor. Eskiden üniversite okuyan okuduğu bölümün işini yapabiliyordu. Bugün gelinen noktada ise amaç karın doyuracak bir işe girmek. Sistemde bir şeyler ters gidiyor ve sığ sayılabilecek hayallerle yaşamak zorunda bırakılıyoruz.
Birey olduğunu hissedememek büyük bir çöküntü olarak hayatımızın tam ortasına öylece oturuyor ve kalkmak gibi bir niyeti de yok gibi. Maalesef bu umutsuzluğu herkesin gözünde görebilirsiniz. Hepimizin mücadelesi aynı. Bu rutinden çıkmak isteyenlerin hedefinde de farklı ülkelerde yaşama planı var. Sosyal medyanın çeşitliliği, orada anlatılan ve gösterilen yaşantılar bizi kendine çekiyor. Olmak istediğimiz yerlerin cazibesi, aslında insanlık umudu taşımasıdır. Her coğrafyanın kendine özgü kadersel sorunları var. Birey olduğunu hissetmek, hobilerini geliştirmek ve adaletli bir düzenin parçası olmak cazip bir görüntü olarak hayallerimizi süslüyor. Hayallerimizi deneyimleme şansına sahip olmak bile bugünün şartlarında büyük bir lüks gibi geliyor.
Sizlerin de çevresinde bir şekilde yurtdışına gitmek isteyen bir sürü insan vardır. Gitmek isteyenlerin çoğunluğu ise vasfı olan, yetişmiş ve aklı başında mühendisler, teknisyenler...
Belki de davulun sesi uzaktan hoş geliyordur. Denemeden bilemeyiz. İkinci Dünya Savaşı' ndan sonra Almaya' ya çalışmaya gidenlerin Almanya doğumlu çocuklarına sorsanız belki onlarda Türkiye' nin şartlarını öveceklerdir. İçinde yaşamadığımız şey tatlı gibi de geliyor olabilir.
En üzüldüğüm şey ise, Türkiye' deki gençlerin hayalinin, hedefinin ev ve araba ile sınırlı olması. Onca sosyal medya röportajında bunun ötesinde bir şeyden hiç bahsedilmiyor.
Belli bir kesimin refah içinde yaşadığı, geriye kalan kesimin de elektrik parasını çok gelmesin diye lambasını açmadığı ülkeye Türkiye denir. Ülkemi çok seviyorum (herkes gibi) ama bizi yönetenler bizi neyle sınıyor? Anlamakta ve kabullenmekte güçlük çekiyorum.
Değerli okuyucu, senin umutların, yolundan çok daha uzun olsun, diliyorum...
İyi haftalar.