Kredi kartı borcu olan eğer borcunu bir kaç ay içinde ödemezse bankamatik kartı geri vermeyecek. Geçimini kredi kartı taksitlendirmeleriyle geçirmek zorunda bırakılmasaydık daha iyi olabilirdi. Geçine bilmek için çözümü bir tek vatandaş mı arayacak? Sistemin yanlışlarla ilerlemesinin sorumluluğunu ne zaman büyüklerimiz alacak. Çevresinden ve yaşadığı yerden her hücresiyle kopuk olan koca koca insanlar, ne zaman vatandaşın derdine derman olacak?
İnsanın, "sesimi duyan var mı?" diye haykırası geliyor.
Çevre haberleri hepimizi ilgilendiriyor. Aslında, A partisi ya da B partisi yok bu konunun. Havalar hoşsa herkese hoş, sadece bir sokağa yağmur yağmıyor, bütün mahalleye yağıyor. Doğanın dengeli olması insanda aynı var olma hissini uyandırıyor. Acımasız doğa katliamlarını görmezden gelmek, her türlü suç geleceğine ortak olmak anlamına gelmiyor mu?
Verilen mücadelelerinde arkasında durmamız gerekiyor. Çözümlenmemiş meselelerin üzerine ne kadar iyi bir çevre dostu profili çizersek çizelim, itibarımız eksik kalacaktır.
Vicdan nöbeti derken vicdanımızı sorgulamadık mı? Sorguladık. Şehrimizde yaşayan yaşamayan herkes nöbete destek verdi. Tabi "Arananlar orada" diye haber yapanlar da oldu tabi. Hem de yerel medyamızdan çıkmıştı, bu haber. Kimdi bu arananlar? Hiç bundan bahsetmediler. Bağını, bahçesini, suyunu, ağacını, denizini, umudunu korumak isteyenler miydi? Geleceğine sahip çıkmak uğruna varlığını ortaya koyanlar mıydı?
Plazalarda çalışan ve "ben olsam hepsini satar Ege' de küçük bir kasabaya yerleşirim." diyenlerin hayalini süsleyecek olan o kasabalar tehlike altında.
Kaz Dağları’ nda karaçamların gölgesinde çiçeklenmiş sarıkız çaylarının, kır nanelerinin, dağ kekiklerinin kokularını içimize çekerken, saatlerce tırmandığımız tepelerin yüksekliğini uzaktan görünce oksijeni bir başkaymış bu dağların, diye düşünürüz. Keşke kıymetini bilsek.
İyi haftalar.