Sahada sık sık; “bunca emekli dernek ve sendikaları varken neden Emekli Meclisleri Sendikası’nı kurdunuz? Neden yek vücut olmuyorsunuz da örgütlülüğü bölüyorsunuz? Sizden önceki sendikalar otuz yıldır ne yaptı ki siz ne yapacaksınız? Gibisinden sorulara muhatap oluyoruz. Bize göre bu soruları soranlar, belli ki emekliler alanındaki sendikalaşma ve örgütlenme düzeyine dair yeterli ve doğru bilgiye sahip değillerdir. Çünkü emeklilerin örgütlenmesi alanında olup bitenleri yakından izleyen her kes, Emekli Meclisleri Sendikası niteliğinde ve diğerlerinden tamamen farklı bir örgütlenmeye ihtiyaç olduğunu görmesi gerekir.
Ülkemizde emekli derneklerinin kuruluşu, 1954’lere dayanır ve bünyelerinde ciddi bir emekli kitlesini toplamış olmalarına rağmen ne yazık ki hiçbir varlık gösterememiş ve emeklilerin bir çok hakkının gasp edilmesine sessiz kalmışlardır.
Ülkemizde emeklilerin sendikalaşması ise 1995 yılında başlamış, 2017 yılına kadar tek emekli sendikası olmasına rağmen bırakınız büyüyüp etkili olmasını, kendisine hukuksal bir statü bile elde edememiştir. Bu sendikanın başarısız olması ve hiçbir kazanıım elde edemeyişine temsili demokrasinin hastalıkları da eklenince sürekli yeni sendikalar doğurmuş ve bundan sonra da aynı işlevini sürdürecek gibi görünüyor.
-Varolan sendikaların hukuksal statü elde edemeyişi,
-Yaklaşık otuz yıllık zaman diliminde 16.2 milyon emekli kitlesinin 1/1.000’ini bile örgütleyemeyişleri,
-Bu sendikaların iç işleyişlerinde doğrudan demokrasi yerine temsili demokrasi, doğrudan demokratik katılım yerine de “askeri demokrasiyi” uygulamaları, tepe ile taban arasında ciddi bir kopukluğa neden olmuş ve sendika daralarak neredeyse sadece yönetici kadrodan oluşmuş bir yapıya dönüştürülmüştür.
-Temsili demokrasi ve delege sisteminin beraberinde getirdiği gereksiz iç rekabet, iç didişme ve iç kargaşa nedeniyle zaten sınırlı olan enerjilerini iç kavgada tüketmeleri, mızrağın sivri ucunu asıl yöneltmeleri gereken noktaya yöneltememiş ve haliyle de gözle görünür bir varlık gösterememişlerdir.
-Kendi eserleri olan parçalı yapıyı tek sendikal çatı altında birleştirmeyi başaramayan eski yapıların bundan sonra da bunu başaramayacaklarını görerek;
Zamanın ruhuna ve bugünün ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir sendikal model, yeni bir mücadele anlayışı ve yeni bir çalışma tarzına sahip Emekli Meclisleri Sendikası’nı kurduk.
Bilindiği üzere her yeni kurumsal örgütlenme, toplumsal gelişmenin belli bir aşamasının ürünüdür ve ihtiyaçtan doğar. Toplumsal yaşamın da kendisine göre kuralları vardır ve doğal seleksiyon yöntemiyle çürüyeni eler. Makul sürede gelişemeyen her kurum ve örgütlülük çürümeye başlar ve zamanla sönümlenir. Onların yerini yeni ve diri kurumlar alır.
Emekli Meclisleri Sendikası, örgütsüz ve dolayısıyla sahipsiz 16.2 milyon emeklinin kendi öz gücüne dayanarak oluşturduğu dipten gelen bir dalga olarak algılanmalıdır. Zaten hedef kitlemiz de bu 16.2 milyon emeklidir.
Henüz 4 aylık bir sendika olmamıza rağmen emekli sendikamız hukuksal statü kazanmıştır. Bizden önce kurulan tüm emekli sendikalarının kapatılması için 2.ayda kapatma davaları açılırken, EMS hakkında bugüne kadar kapatma davası açılamamıştır çünkü biz tamamen diğerlerinden farklı bir hukuksal yol takip ettik. İdarenin yönlendirmesine göre değil, 16.2 milyon emeklinin menfaatini göz önünde bulundurarak yol aldık.
Hareketimiz bir yandan din, dil, mezhep, etnik köken, siyasal düşünce ve sosyal statü…vs. farkı gözetmeden 16.2 milyon emekliyi kucaklayacak çok renkli ve çok sesli bir sendikal hareket yaratmaya çalışırken diğer yandan da var olan tüm emekli sendika, dernek ve platformlarını (EYT’liler de dahil) bir araya getirmeye çalışıyoruz ki bu uğurda epey de yol alındı. Yaklaşık 20 kurumun bir araya gelerek oluşturduğu “Türkiye Emekliler ve EYT’liler Birliği” nin oluşumunda hatırı sayılır bir katkı sunduğumuz elbette ki inkar edilemez. Ayrıca Çanakkale’de ise bu birliğin dışındaki iki sendika ile ortak eylem ve güç birliği oluşturmuş olmamızı hatırlatmak isteriz.
Aslında kuruluş gerekçemiz için daha bir çok neden sayılabilir ama kısacası Emekli Meclisleri Sendikası (EMS), diğer sendika, dernek ve platformlar başarılı olamadıkları ve yerine getiremedikleri görevleri gerçekleştirmek amacıyla kurulmuş olup; örgütlenme modeli, mücadele anlayışı ve çalışma tarzıyla şimdiden fark yaratmış bir sendikadır. Daha da önemlisi; EMS, tamamen yeni yatay örgütlenme modeli ile “eski olandan” radikal bir kopuşu ifade eder. Biz sadece yeni bir sendika kurmuyoruz, aynı zamanda ortaklaşma ve dayanışmayı hedef alan yeni bir yaşam biçiminin de tohumlarını saçıyoruz. Faaliyetlerimizde geçmişte Anadolu’da yaygın şekilde uygulanan imece usulünü uyguluyoruz. Bu yüzden de Emekliler Türkiye Meclisi sadece bir mücadele ve baskı aracı olmayıp bizler için aynı zamanda bir okul işlevi de görmektedir. HEP BİRLİKTE YA BAŞARACAĞIZ YA DA BAŞARACAĞIZ BAŞKA ÇIKIŞ YOK!
Memnune KARDAŞ