Bu hafta sizlerle Emekli Meclisleri Sendikası Ankara aktivistlerinden Ramazan Tekin'in bir yazısını paylaşıyorum... Kendisine teşekkür ediyorum.
Sendikanın önemi emekli olduktan sonra daha iyi anlaşılıyor. Şöyleki ;
Türkiye Toplumunun en büyük ve temel sorunu örgütsüz bir toplum olmasıdır. Aslında bu duruma kendiliğinden gelinmedi. 12 Eyül 1980 darbesinin belki de en temel amacı ülkeyi örgütsüzleştirerek muktedirler için dikensiz bir gül bahçesine dönüştürmekti ki geldiğimiz noktada bu amaçlarını fazlasıyla gerçekleştirdiklerine tanık oluyoruz. Emekten, emekliden ve demokrasiden yana olan ne varsa tırpanlanmış ve yok edilmiştir. Bugün de ne yazık ki aynı mantık devam etmektedir.
Özellikle özel sektörde; Sermaye sınıfı emek sendikalarının örgütlenmesini istemiyorlar. Mevcut sendikaları işyerlerine sokmamak için her türlü yola başvurmakta ve hatta ihtiyaç duyduklarında kolluk güçlerini kullanmaktan dahi geri durmuyorlar. Halen yürürlükte olan 12 Eylül Hukuku da buna hizmet etmektedir.
Acente, taşeron, beyazyaka çalışanlarına sendikalar ya hiç ulaşamıyor ya da ulaşmaları durumunda bu insanlar işten atılarak ciddi bir bedel ödemek zorunda kalıyorlar Ulaşım, tekstil, sanayi sektörlerinde çalışanların maaşları çoğu kez asgari ücret üzerinden hesaplanıyor ve sigorta primleri de buna göre ödeniyor. Böylece gelir adaletsizliği ortaya çıkıyor. Emekli maaşı bağlanırken asgari ücret üzerinden ödenen prim esas alınıyor ve komik ücretlerle emekli ediliyor. Yani sistem sorunu gün gibi ortada iken biz emekliler maaşımıza yüzde kaç zam yapılacak diye aldatmacanın peşine düşüyoruz.
Maaşımıza oransal zam yapılması yerine her yıl Milli gelirden payımıza düşenin adil olarak tüm yurttaşlara ve biz emeklilere ödenmesini istiyoruz.
Çözüm önerimiz ;
1. Sendikasız ve sigortasız işçi çalıştırılması yasaklanmalıdır. SGK primleri, çalışana ödenen gerçek ücret baz alınarak ödenmelidir.
2. Ucuz kaçak işçi çalıştırmak yasaklanmalıdır.
3. Çalışanlar, işverenlerin tarif ettiği SARI SENDIKALARA üye olmaya zorlanmamalıdır.
4. Çalışanlar kendi iradeleri ile üye olacağı sendikayı seçmelidir.
5. SENDİKA değiştiren işten çıkarılmamalıdır.
6. Çalışanlar emekli oldukları zaman, SENDİKA üyelikleri devam etmeli, emeklilikte haklarını korumalıdır.
7. Örgütlü bir kötülükle karşı karşıyayız bundan kurtulmanın yolu tüm hayatın demokratik örgütlenmesinden geçer. Kapsayıcı, etkin, yaygın ve kitlesel örgütlenmeler yaratmalıyız..
8. Herkes kendi alanında doğrudan Demokrasi, katılımcı Demokrasi, yatay örgütlenme şeklinde örgütlenirse kurtuluş mümkündür.
9. Tüm bunları yapmak içi toplumun tüm demokrasi güçleri yanyana gelmelidir.
Öneriler çoğaltılabilir. Çalışma hayatı böyle sürdürülerek emekliliğe hazırlık yapılmalı ve böylece emeklilerimizin içinde bulundukları yoksulluk ve sefaletin önüne geçici önlemler alınmalıdır. Bugün işsizler ve mülksüzlerden sonra en yoksul kesim emeklilerdir ki bunu hak etmiyoruz.
Emekli Meclisleri Sendikası, emeklilerin içinde bulunduğu yoksullu, sefalet ve perişanlığa çözüm bulmak amacıyla kuruldu. "BİZ YAŞAMA YENİ BİR YOL AÇIYORUZ" derken demokratik bir ülke yönetimiyle bu sorunların çözüleceğini biliyor ve Diyoruz ki 16.200 bin emeklinin birleşmesi durumu lehimize çevirecektir. Torunlarımıza onurlu bir gelecek bırakabileceğiz. "Bu hareket bir gönüllüler seferberliğidir.
Her emekli elini taşın altına koymalıdır"
Dostlukla.
Ramazan Tekin.