Atkins, Paleo veya dolunay olmadığı sürece çarşamba günleri gluteni atlamak. Danışanlarımdan da birçok kez bu ve benzeri garip bulduğum yaklaşımlar duyuyorum. Hangi diyeti denediğiniz önemli değil, veriler ortada ve mesaj açık: Şok diyetler işe yaramıyor. En azından uzun vadede etkili değiller. Elbette kilo verebilirsiniz, ancak bir yıl sonra en az 3 kişiden 1'i kilolarını geri alıyor. 5 yıl sonra? Neredeyse hiç kimse verdiği kiloyu koruyamıyor.
Yağ hücreleriniz leptin adı verilen bir hormon üretir. Yeterince yağ depoladığınızı beyninize bildirir. Kilo verdikçe daha az yağ, daha az leptin anlamına gelir. Bu ise sizi acıktırır. Ayrıca vücudunuz enerji tasarrufu sağlamak için işleri yavaşlatır. Yani diyeti bıraktığınızda aşırı iştahınız olur ama daha az kalori yakarsınız. Birkaç yo-yo diyeti döngüsünden sonra, başladığınız zamankinden daha fazla kilo almanızın nedeni kısmen budur.
Düşük kalorili diyetler ile kilo verdiğinizde hem yağ hem de kas kaybedersiniz. Onu geri kazandığınızda, yağ hızlıca birikir. Ancak kaslarınız geri dönene kadar iştahınız yüksek seviyede kalır, bu da vücudunuza yağ eklemeye devam edeceğiniz anlamına gelir. Döngüyü tekrar tekrar tekrarlayın; daha fazla ağırlık, yağ ve daha az kastan oluşan üçlü etkiyi elde edersiniz.
Sadece birkaç kilo bile vücudunuzda büyük değişikliklere neden olabilir. Sağlıksız şekilde kilo almak daha fazla inflamasyon demektir. Bu da normalden daha çok hastalıklarla savaşmak demektir. Bu da kalbinize zarar verebilir ve sizi insüline karşı daha dirençli hale getirebilir.
Diyet yapmak kolay değil. Kilo alımı ve kilo kaybının her bölümü zihninizi de bedeninizi de yorabilir. Tek başına bu bile stres hormonu olan kortizol seviyenizi yükseltebilir. Yüksek kortizol, karnınızın çevresine yağ ekleme olasılığınızın daha yüksek olduğu anlamına gelir; bu da diyabet ve kalp hastalığı gibi sorunlara yakalanma riskinizi artırır.
Bilim insanları yo-yo diyetlerinin zamanla kalbinize ne yapacağından henüz emin değiller. Ancak şu ana kadar elde edilen sonuçlar pek iyi görünmüyor. Kısa vadede tekrar kilo almak kalbinizi ve kan damarlarınızı zorlar. Büyük bir çalışma, kilonuz ne kadar çok artıp azalıyorsa, anjina, kalp krizi ve felç gibi sorunlarla karşılaşma olasılığınızın da o kadar yüksek olduğunu gösterdi. Ve salınımlar ne kadar büyük olursa risk de o kadar büyük olur.
Böbrek taşlarını duymuşsunuzdur. Safra kesenizde de taş oluşabilir. Aşırı kilolu olmak safra taşlarını arttırabilir. Kilo alma-verme döngüsünü tekrarladıkça safra taşı ihtimaliniz artmaya devam eder. Ve ne kadar çok kilo kaybederseniz ve geri alırsanız, oran o kadar artar.
Daha sağlıklı olmak istiyorsanız, bu aslında uzun vadede yeme şeklinizi değiştirmekle ilgilidir. Ayrıca kiloları uzak tutmak için düzenli olarak egzersiz yapmanız gerekecektir. Bu yüzden hızlı kilo verme fikrinden vazgeçin ve gerçekten işinize yarayacak değişiklikleri nasıl yapacağınızı düşünün. Sağlıklı olmak için hayatınıza uygun bir plana ihtiyacınız var. Küçük, net ve gerçekleştirilebilir hedefler belirleyin. 20 kilo vermeyi hedeflemek yerine belki haftada bir kilo ile başlayabilirsiniz. Ne zaman aç veya tok hissettiğinizi fark edin, dikkatle çiğneyin ve yemeğinizin tadını çıkarın. Küçük başlayın ve ilerledikçe daha fazla hedef ekleyin. Kendinizi başarıya hazırladığınızda motive kalmak daha kolaydır.