İlginç bir dünya gerçekliğinin ya da yalanının içinde yaşıyoruz. Her ülkenin, her siyasetçinin yalanında debelenirken; aklı selim gelişmiş ülkeler 2100 yılında ne olacağının hesabını yapıyor..
Mesela..
Gelişmişlik konusunda rüştünü ispat eden, ülkenin moda şehirlerine komşu ama teknolojiyi ve boşlukları iyi değerlendiren Wuppertal şehrinden söz etmek istiyorum sana. Aslında bu şehri radarıma almamın sebebi 3-5 yıl öncesine dayanıyor..
Telefonumun not defterine şunu yazmışım:
Bu şehri ele al. Eski Belediye başkanı İsmail Özay, Çanakkale için raylı sistemi konuşan ilk siyasetçi. Biz konuşurken adamlar karaya değil havaya bu işi kondurmuş. Mutlaka üzerinde dur ve fikir vermesi için bir yazı yaz.
Bi anlamda kendime emir vermişim; yaz demişim..
Unutup gitmişim; geçenlerde emektar telefonuma virüs girince fabrika ayarlarına dönmeden önce notlarımı aktarırken rastladım Wuppertal şehrine.
Almanya’nın moda şehri Düsseldorf’tur. Hollanda, Belçika gibi ülkelere yakın olması nedeniyle gelişmişlik oldukça yüksektir bu bölgede. Keza Köln şehri yine bu bölgededir. İsmi pek bilinmemekle birlikte Wuppertal ilgi çekici yanları ve Almanya ölçeğine göre genç nüfusuyla dikkat çekicidir.
Şimdi niye Wuppertal’ı yazıyorum..
Sebebi şu; yukarıda kısmen bahsettim. Biz henüz karada raylı sistemi konuşmaya başlamışken Çanakkale’de adamlar bu işi şehrin içinden geçen nehrin üzerinde askıda raylı sistem yapmış.
Şaşırtıcı değil mi ?
Aslında bu durum dünyanın gelişmiş pek çok şehrinde var ama bizde henüz yok. En azından bizim gibi küçük şehirlerde bu türden yatırımlar astarı yüzünü geçen yatırımlar olarak görülüyor. Oysa bazen astarı-yüzü yerine o şehirde yaşayan vatandaşın yaşam kalitesini, konforunu yükseltmek öncelik olmalı.
Evet; Çanakkale toplu ulaşımını disipline etmek istiyorsa bir şeyler yapmalı. Bu raylı sistem mi olur başka bir şey mi orasını iddia ortaya koyan siyasetçiler; bir anlamda adaylar düşünsün.
Siyaset dünyası; örneğin yerel yönetimler kendi şehirleri için 100 yıllık projeksiyonlar da hazırlamalıdır.
Mesela..
2100 yılında Çanakkale nüfusu yaş ortalaması kaç olacak. Nüfusumuz ne olacak. Sanayi durumu, turizm potansiyeli, hangi alanlarda yatırım yapılabilir, su kaynaklarımızı geleceğe nasıl taşımalıyız, orman varlığımız, iş gücümüz..
Pek çok soru sorup yanıt arayan projeksiyonlar yapılmalı..
Yerel yönetimlere talip olanların kafasında hep fiziki şeyler yapmak var. Bırak kardeşim fiziki şeyleri; biraz da bizim konforumuzu artıracak çalışmalar yap. Biz seçmenler, bu şehrin sahipleri kendimize “Benim hayatımda neyi değiştireceksiniz, hangi konforu getireceksiniz” sorusunu sorduğumuzda adayın “vaatleri” içinde yanıt bulabilelim.
Mesela..
Hangi aday diyor ki; “Kardeşim bu şehirde artık her konut kendi otoparkını yapacak. Ver parasını Belediye yol kenarında otopark yaratsın” katakullisi bir kenara bırakılmalı.
Allahtan bu şehrin içinden Sarıçay geçiyor. Her aday, her dönem burasıyla ilgili proje üretiyor ama bir türlü gerçekleşmiyor. Bakalım bu seçimlerde Sarıçay’ı neye benzeteceğiz, üzerine ne gibi projeler konduracağız..
Neyse, konumuz bu değil.
Birkaç gün içinde bireysel manifestomu yayınlayacağım..
Tekrar Wuppertal’a dönelim..
Bu şehir 2100 yılına kadar olan süreyi planlamış. Şu anda bu şehrin yaş ortalaması 46; oldukça iyi. 2100 yılında 49 olacakmış. Çok iddialı değil mi. Bugün için 363 bin nüfusa sahip. Nüfusun 250 bini 59 yaşın altında. Bu da son derece iyi. Geleceği planlamak ve ona göre hareket etmek kötü sürprizlerin önüne geçiyor.
“Bir siyasetçi aday olduğu şehri nasıl görmeli” sorusuna verdiği yanıt önemli. Şehirler bir ülkenin sosyokültürel ve ekonomik gelişiminde önemli rol oynar. Şehirler bir ülkenin mirasını ve ilerlemesini yansıtırlar. Çanakkale’nin rolü coğrafi önemlerin ötesine geçen bir şehirdir.
Aday önce şunu kabul etmelidir.
Ne diyor kitap; “Şehirler, sadece yoğun nüfusun yaşadığı bir alan değildir; fırsatlar ve zorlukların karışımını sunan dinamik bir ekosistemdir; ülkelerin ekonomisini canlandırır. Kültürel merkezler olarak tarihi korurken çağdaş sanat ve eğlenceyi teşvik ederler. Şehirler kendi başına çeşitliliği eriten önemli potalardır."
Bir şey yaparken; şehirlerin ne ifade ettiğini iyi bilmek lazım..
Yeniden Wuppertal’a dönersek; şehir yöneticileri 2100 yılında 363 bin olan nüfusun 325 bin olacağını hesaplamış ve bu hesaba göre kendini yeniliyor, olası gelişmelere göre dinamiklerini harekete geçiriyor.
Demem o ki; yalnızca raylı sistemi kondurup “yaptık” demek yeterli değil. Yerel yönetimler vatandaşına geleceğin kapılarını da açmalı. 10 yıl sonra, 20 yıl sonra ne olacak, ne yaşayacağız bu bize anlatılmalı ve gösterilmeli.
Gelelim bu yazının sonuna demeden önce dünyamız ile ilgili de birkaç görsel paylaşayım. Dünyamız da 2100 yılına kadar olan zamanı planlamış.
Mesela 2100 yılında Çanakkale nüfusunun ne olacağını bilmiyoruz ama dünyamızın nüfusunun ne olacağını biliyoruz..
İlginç değil mi..
Betonla yaratılan hizmet, proje üretmek yerine bizim konforumuzu yükseltecek, hayatımızı değiştirecek söylemler ve projeler üreterek fark yaratma iddiası olan adaylar, yerel yöneticiler istiyor olmak lüks değil..
Siz de isteyin..