En son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim; iş mi şimdi bu.
Çanakkale Kahvaltısıymış..
Küçümsediğim için söylemiyorum; yanlış anlaşılmasın. Elbette Çanakkale Kahvaltısı yaratma çabası güzel ama hiç olmazsa bu kadar yapay olmasaydı..
Bu konuda birkaç eleştirimi yapmadan önce birkaç detaya dikkat çekmek istiyorum..
Çanakkale’nin en önemli sorunlarından biri hizmet kalitesinin düşük olması..
Bunu ben söylemiyorum; işin uzmanları, hocaları söylüyor. Çanakkale böyle bir kanı uyandırmış; uyandırmakla kalmamış hocalar bunu rapor haline getirmiş..
Hizmet kalitesini düzeltmeden ortaya markalaşma adıyla çıkmak ne kadar karşılık bulur açıkçası çok umutlu değilim..
Hele ki; gıda konusunda güven duvarı yıkılmışken..
Umutlu olmamakla birlikte atılan adımı önemsiyorum ama Çanakkale’ye gelip de ver bakalım bir Çanakkale Kahvaltısı denecek menü yok ortada..
Mesela aklıma gelen isterdim ki; Bazlama olsun..Ayvacık’ın Tepme Peyniri olsun, Bayramiç’in Katık’ı olsun..hele hele Katık neredeyse kaybolmak üzere olan bir kahvaltılık. İçine çiğ Zeytin Yağı konularak tüketilen Katık çok özel ürün..
Çanakkale Kahvaltısı yaratma çabasından önce atılması gereken en önemli adım Çanakkale Evi olmalıydı. Daha önce bunu yazdım, Çanakkale Evi açılmalı ve mutlaka yöresel lezzetler burada tanıtılmalı, ikram edilmeli..
Hadi buyurun konuşalım; hangi restoran Çanakkale Kahvaltısı verecek ?
Kaç restoran biliyor bu markalaşma hamlesini ?
Hangi kalitede verecek; A restoranı 1.sınıf peynir verirken, B restoranı 2.sınıf peynir verirse nasıl olacak. Marka yaratırken, bir disiplin olmalı. Bunu sağlayabilecek misin ?
Ha diyorsan ki; kardeş biz Avek Otel - Restoran ile yürüyeceğiz, buraya gidersen Çanakkale Kahvaltısını bulursun. Başka yerde yok.
Valla onu bilemem..
Şehrin kalbinde onca otel varken, Avek’i nereden buldunuz onu da anlamış değilim..
Meraklısına:
Avek konusuna ayrıca bir parantez açacağım; son dönemde adını çok sık duymaya başladık..
Çanakkale Kahvaltısını marka yapmak isteyen sayın ilgili kurumlar, temsilciler demek istediğimi biraz daha açık açık anlatayım da kafanızda yanlış fikir oluşmasın..
Çanakkale Evi’ni çok önemsiyorum..
Yeri de hazır..
Kordonda; Eski Ticaret ve Sanayi Odası binası bomboş duruyor; hatta çürüyor mu demeliyim. Çanakkale Evi için buradan daha iyi bir yer olamaz.
Tarih desen var..
Bahçesi var..
Otopark sorun değil..
İskelenin dibinde; her yere yürüme mesafesinde..
Old Town içinde..
Bi düşünelim derim..
Burada yalnızca Çanakkale yemekleri, kahvaltısı dışında şehirle ilgili her türlü dokümanın bulunduğu, en gerçekçi bilginin alınabildiği kurumsal bir yapıdan sözediyorum. Bu görev yerel yönetime düşer düşmesine ama sorumluluk ve yatırım paylaşılarak yapılırsa daha anlaşılır olabilir..
Günümüzde kimsenin kimseye güveni kalmamışken; kamunun birlikte yapacağı Çanakkale Evi markayı daha ileriye taşıma noktasında güven duygusunu güçlendirecektir. Keza günümüz şartlarında kimsenin kimseye güveni kalmamışken, gıda üzerinde türlü oyunlar oynanırken kamusal alan yaratmanın ciddi katkıları olacaktır..
Kent Lokantası..
Çok eleştiri alıyor, efendim orası zaten varmıştı, tabelası değiştirilmiş..mişmiş.
Bu işi direkt Belediyenin yapmıyor olması bir günah değil. Hızla hayata geçirmenin kolay yolu var olanı ekonomik hale getirerek işlevsel yapmaktı o da olmuş. Altını üstünü aramak kıskançlık olur.
Günümüz koşullarında 70 liraya bir öğün yemek gayet iyidir..
Üstelik, Kent Lokantası lokasyon olarak son derece iyi yerde..
Kim ne derse desin, yapılan iş karşılık görüyor. Beğenmeyenler olacaktır; olmalıdır da çünkü eleştiri kaliteyi artırır..
Daha iyi bir yer olabilir miydi ?
Elbette..
Kordonda Türkan Saylan Sosyal Tesisleri bu iş için daha iyi bir seçim olabilirdi ama mevcut yer dediğim gibi olabilecek en iyi lokasyonlar arasındadır..