Yıllardır yazarım ve derim ki; şehrimizin marka bir yöresel yemekler restoranı olsun, bunu da kamu yapsın. İster Belediye yapsın, ister valilik isterse başka kurum ama yapsın..”
Dedim, yıllarca bunu söyledim..
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası bu iş için kolları sıvamış ve bir proje yapmıştı..
Anlatayım..
Biliyorsun Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi içindeki son derece modern, yeterli büyüklükte, pek çok şirkete ve etkinliğe adres olabilen salonlarıyla artık şehir merkezinde değil..
Kordonda..
Şehir Merkezindeki eski yeri yıllardır boş duruyor..
Oda Başkanı Selçuk Semizoğlu sanki beni duymuş gibi Kayserili Ahmet Paşa Caddesi üzerinde bulunan, bodrum dahil 3 kata sahip eski oda binası tam da benim söylediğim, hayal ettiğim gibi Çanakkale Yöresel yemeklerinin yenebileceği yer olmaya öyle uygundu ki..
Hayal oldu..
Üstelik arka bahçesi olan olağanüstü, bu iş için biçilmiş kaftan olan eski oda binası kamunun kıvırması sonucu yattı..
Şimdi görüyorum, duyuyorum yöresel yemeklerin yenebileceği, Çanakkale Kahvaltısının marka olabileceği bir proje için hazırlık yapılmış ve yeri de hazırmış..
O yeri de anlatacağım ama önce odanın yapmak istediğinin akıbetini anlatayım..
Oda yönetimi projesini Güney Marmara Kalkınma Ajansına sunuyor..
Diyor ki..
“Hacı, bizim şehrin tam kalbinde, şehrimize gelen misafirlerimizin yürüyerek bulabileceği, üşenmeyeceği bir yerimiz var. Özel yemekler ve toplantılı yemekler için odalarımız var. Arka bahçemiz var. Kirası yok, mülk bizim. Biz burayı Çanakkale Yöresel Yemekler Restoranı yapmak istiyoruz. Geçmişten bugüne Çanakkale yemeklerinin tadına bakmak isteyen yerli ve yabancı misafirlerimize kuşkuya yer bırakmayacak özen ile güven içinde bir imkan sunmak istiyoruz. Gelin birlikte elimizi taşın altına koyalım bu yeri değerlendirelim..”
Meraklısına: Yukarıda tırnak içinde yazdım ama tam da böyle demiyorlar, ben teklifi tercüme ediyorum. Yanlış anlaşılmasın..
Hadi buyurun bakalım..
Güney Marmara Kalkınma Ajansı ne demiş olabilir..
Böyle bir proje önceliklerimiz arasında değilmiş..
Eee..
Önceliğiniz ne sizin..
İnternette falan görüyorum, bizim gazetede yazmış. Şimdi restorasyonunu Gestaş’ın yaptırdığı eski palamut deposu bu iş için kullanılacakmış. Yahu hani önceliğiniz değildi; ne oldu da 90 derece dönüş yapıyorsunuz..
Buradan uyarmak istiyorum..
Nasıl başlarsa öyle gider..
Toplumun büyük kesimi bu işe gönüllü bakmaz, toplumun bakışını kazanamazsanız ortada çöp gibi bir durum ortaya çıkar. Anlaşılan o ki; bu işe başlarken Ticaret ve Sanayi Odasını küstürmüşsünüz..
Bu işin içinde yerel dinamikler olmadan olmaz..
Hem sonra Çanakkale Kahvaltısı menüsünü gördük vallahi ben beğenmedim..
Onu bunu sofraya koyarak, zenginlik yaratma çabası yalnızca bu projeyi sıradanlaştırır..
Keşke; minik bir aram konferansı olsaydı..
Fikir alınsaydı; eskilerin yüzüne baksaydık..
Yine de umutluyum. Umarım başarılı olur. Umarım; lüksün bokunu çıkarıp, yerellik ve sadeliğin dışına taşmazlar..
Oraya gelen kendini özgün ve yöresel bir yerde olduğunu hissetmeli..
Yoksa yaptım oldu durumu dayatılırsa çöp olur..