CHP’de sular bulanık..
Deniz köpürmüş, dalgalar sahili dövüyor.
Varsın dövsün, varsın konuşmak isteyen, eteğindeki taşı dökmek isteyen döksün..
Biz demesek de cephe çok gergin olduğu için bu kızgınlık ta ki toplum bıkana kadar devam eder. Her şeyin alıcısı ve modası vardır. Modası geçmişse, alıcı kalmamışsa ağzınla kuş tutsan karşılık bulmaz..
Peki..
CHP’deki siyasi atışmalarda Belediye Başkanı Muharrem Erkek’in hiç topa girmediğini görüyoruz ama bugün kendisi benim katkım ile topa girecek..
Nasıl mı ?
Başkan önden buyursun diyeceğim..
Avukatların Muharrem, Belediye Başkanı evinin köşesinde epeydir elini sürmediği sazını alır ve ince teline cümle alem için tezeneyi vurur..
Tımbır da tımbır tımbır..
Cumurum cumurum aslan cumurum
Otobüsün arka koltuğunda yaslan cumurum
Varo yoka, ota b.ka desteksiz sallayıp durma
Gelir seni sınırsız bi durakta vururum
Boğazın suyu köpürdü vurdu bizi
Palamut, Lüfer, Kefal dizi dizi
Aramızda kalsın kimseler duymasın sana kızdığımı
Yaralı yüz yarattı hiç yoktan bu krizi
Armut yedim bal gibi
Kuşumu uçurdum doğan gibi
Bu şehrin siyasi meftaları
Sülün Osman, Selçuk Parsadan gibi
Sizi son kez uyarayım
Tenekede nohut kavurayım
Partinin kapısından geçmeyin
Yoksa oracıktı oyarım
Geçen dönemin başkan yardımcısı Aşık-ı İrfan durur mu.
Zaten elinde tuttuğu sazını alır ve dertli dertli vurur teline..
Dolmuştur, küllerini savurmuştur ve söyleyecek o kadar çok şeyi vardır ki; iki yana salınıp tezeneyi vurur kısa sapın MA notasına..
Ünzile Ebeye çaput bağladım
Partiden atıldım, satıldım ağladım
Sende hiç vicdan yok mu Marrem
Urganla kısmetimi bağladın
Çekirdek çitledim diiizemin yingesinde
Sana sövdüm Golfteki çınarın gölgesinde
Saçın dökülsün, kuşun ölsün dedim
Siyasetin çamurlu Tarla Sokak bölgesinde
Grubun önemli ismi Ünüvarlar sülalesinin Aşık-ı Rebiye’si girer vaziyetin orta yerinden ve vurur sazının teline dertli dertli..
İçli sesiyle, erkek toplumunun ortasını yara yara, tezeneyi kıra kıra yanık sesiyle atışır. Yolluk arkadaşına derman olur önce, sonra filmin kötü adamına laf sokar..
Hadi gelin bakalım ne demiş Ünüvarların aşık-ı Rebiye’si..
Ağlama sen İrfanım
Bu yolda aksa da kanım
Gidecek çok yolumuz var ammaaa
Bunlar daha kına gecesi İrfanım
Tarla Sokakta Maremin kavakları
Gölgesinde tavuk yalakları
Sen partide biz ortalık yerde
Gece gündüz çınlasın kulakları
Aşık-ı Doğan girer ortada yuvarlanıp giden topa. Alır sazı eline, tezeneyi parmaklarının arasına sıkıştırıp ortaya karışık vurur müziğin MU – İR – RE notalarına..
İki dörtlük attırır ortaya. Bakalım Ateşlerin aşık-ı Doğan’ı neler demiş..
Koştum gittim kafeste maymun var dediler
Bana lazım dedim istedim vermediler
Çalarım diye bekledim onu da yemediler
Ciğerini yesin pala bıyıklı kediler
Armudun dalında kurt var dibinde kuyu
Uyu dağlar fidanı İrfanım uyu
Ben bir rüya gördüm
Can çıkmayınca çıkmazmış huyu
Atışmalar festivali düzenleyici başkanı Özgür Özel durur mu şak kapar sazını vurur teline dertli dertli. Jöleli saçları, fıldır fıldır parlayan gözleri, birkaç bin dolarlık takım elbiseleri içinde yaralı sesiyle zılgıtını atar..
Büyük yetenek Jölecilerin aşık-ı Özgür’ü. Aynı anda hem ÜL hem MA rotalarına basar Çok sesli bir müzik yapar ve RE notasına aynı anda iki parmak ile basabilen enden atışmacı olduğunu kanıtlar kendisi..
Hadi gelin bakalım Jölecilerin aşık-ı Özgar bakalım ne demiş..
Bostanlar bitecek mısırlar koçan yapacak
Remzi abi bıyığının gölgesinde camdan bakacak
Sen orada ben burada yetti bu ayrılık
Aklını bir yerine yaz Marem, sana Ülgür abi de çakacak
Partinin merkezine attım bir kazık
Doğanım, Rebiyem, İrfanım yokmuş yazık
Çamur yapana, mızık çıkarana acımam
Bir çuval oya ağız dolusu dedikoduya yazık
Maremlerin baş belası, Tarlacıgillerin Bekosu yazıcı Aşık-ı Cumhur bırakır mı o da alır sazı eline vurur dertli dertli teline..
Ç11’in en arka koltuğundan tezenesini vurunca sazın teline otobüs şoförü basar frene, kırmızı yanar, kapılar açılır, otobüs stop eder; ağaçlar yapraklarını döker, asfalt ağlar.. piston aşağı anlayacağın.
Kayaoğullarında tepsi tepsi baklava
Masumum diye kendini aklama
Bak gör daha sana neler edeceğim
Gözünü başını benden saklama
Bahçanızın kenarında sarımsak var mıdır
Üç beşi sokağa atmak siyasi kar mıdır
Akşama sana geleceğim otobüsle
Volvo’nun kenarında bana yer var mıdır
Eh bu kadar çakma çıkmaya Yurttaşların Aşık-ı İlker’ine bir iki dörtlük söylemek düşer heralde. Durur mu muhterem, tezeneyi alır eline şak bi kerede bulur ve toptan bütün notalara basar..
Bakalım mı Yurttaşların aşık-ı İlker’i ne demiş..
Bir gecenin yarısında dedikodu vurdu bizi
Karpuz gibi ortadan yardı bizi
Araya Hamişlerin Şaziye girdi
Körolası Nermin’in kocası ayırdı bizi
Şaziye bi yürüsün şehir titrer, etekleri savrulur
Kordonda ağaçlar uçuşurken kuşlar yuvadan ayrılır
Ayrılır da baygınlıktan Tarla Sokakta yayılır
Ne desek boş giden yalnızlığına sarılır
Velhasıl zaman algıyı kıskanır, algı şımarır
Algı tükenir yalan dolanla barışır
Sorma neden diye bu ayrılık hikayesi
Anlatsam anlamazsın iş daha da karışır..
Merhaba sevgili okur..
:))
Bugün'den geldiysen ne hoş..
Mutlu haftalar..
Meraklısına:
Buraya kadar geldiysen bonusu hakettin..
Daha önce de bu linki verdiğimi hatırlıyorum; yıllar oldu ama bir kere daha vereyim. Aman, sakın toplum içinde, ailenizle birlikte, çocuğunuzun yanında izlemeyin. Ağır küfür içeriyor. Yalnızken izlemenizi öneririm.
Allahın Çorumlusu tutmuş bizim Truva filmini yeni baştan seslendirmiş..
Çok da iyi reyting almış; filmin gerçeği kaç milyon izlendi bilmiyorum ama Truva Çorum Versiyonu 5 milyondan fazla izlenmiş..