Yazacak özel bir konum yoksa, zamana uygun yeni tespit ve ya çıkarımlar bulamadıysam yeknesaklaştığımı anlarım. Demek ki bu sıradanlığı bozacak bir şeyler bulmalı. Hep de dar boğazdan ve sıcaktan şikayet edilmez ki... Bir yerde okumuştum. “Ya şikayet ettiğin şeyler için bir şeyler yap; yapamıyorsan da şikayet etme” Boyumuzu aşan şeyler elbette var. Hava şartlarına ya da göçmen meselesine ferdi olarak bir şeyler yapmak imkansız. Ama küçük konularda her kesin üstüne bir şeyler düşüyor. Ekonomik sorunlar arttıkça insanların tahammülünün de azaldığını görüyorum. Sebepsiz, bir biriyle tartışan, hır çıkaran, yüzü asık mutsuz kişiler çoğaldı. Sistemin merkezinde ekonomi olursa, sekteye uğradığı yerde bu kaçınılmaz bir sonuç. Siyasi sistem dışında bir de yazılı olmayan, toplumu halk, mahalle, aile yapan özel hasletler var. Bu bağı bilmezdim ben önceleri. Olağan bir şey gibi gelirdi de ondan. Köyde ilişkiler birincil olduğundan yakın ilişkiler kurulurdu. Şehirde kişiler bir birine daha yabancı ve mesafeli. Biri kederinden kahrolsa kimsenin haberi olmayabiliyor. Son yıllarda, ters göç nedeniyle köy nüfusları epey arttı. Köylere giden şehirliler kendi değerlerini ve alışkanlıklarını gittikleri yere taşırken üretim ve adaptasyon sorunları da taşıyorlar. Yani köyde bir yer alıp ev inşa edince köylü olunmuyor. Aksine oranın samimi birincil yapısı da bozuluyor. Yanlış anlaşılmasın. Üretim yapılan, değerlerin korunduğu bir taşradan söz ediyorum.
Kim bilir belki de bir şeylerin değişme vakti gelmiştir. Özlem duyduğum şeyleri bıraktığım gibi bulamayınca keyfim kaçıyor. Oysa bu benim bencilliğim olabilir. Zamanın ruhu denilen bir kavram var. Hiç bir şey onun önünde duramaz. Post modern durum içinde insanların hayat algısı ve kavramı değişmekte. Kim bilir belki de çocukluğumuzun köyleri, gittikçe, Köyden bozma bam başka bir şeye dönüşecek. Hafızalarımızda bir nostalji olarak kalacak. Bak iste! o zaman yazması daha kolay olur. Hikaye gibi anlatıp gençleri bir zamanlar böyle bir şeyin var olduğuna ikna etmeye çalışırız. Nedense aklıma su dünyası filmi geldi. Bir zamanlar toprak dünyanın var olduğundan efsane gibi bahsediliyordu. Tabi her taraf su ise ve siz küçük bir salda yaşamak zorundaysanız buna inanması epey zor olsa gerek. Ne dersiniz? Hoşça kalın...