Böyle günlere bahardan kalma günler denir. Yağmur sonrası dinginleşen hava, bahar günlerini, anemonları, çağlaları hatırlattı. Esnaflara kulak kabartıyorum. Bol kazançlar temennisi ne kadar güzide ve derinlikli. Hele kazancın uçsuz bucaksız ve görece bir şey olduğu düşünülürse. Herkes için kazançlı olması mümkün mü? Kazananların olması kaybedenlerin olmasına mı bağlı. Kazanç nedir? Kazanç sandıklarımız kayıplarımız olabilir mi? Kaybettiğimizi sandığımız şeyler için de aksini söylemek mümkün mü?
Son bahar etrafı tenhalaştırmaya, köşe bucağı rüzgar artıklarıyla biriktirmeye başlarken yaşam şartlarını da etkilemeye başladı bile. Birden gelen yağmurlarla ortaya çıkan selden kaynaklı zararlar, ısınma ihtiyacı filan derken yılın sonuna yaklaştık. Her mevsimin hakkını verip tadını çıkarmalı gene de. Sarının kırmızının onlarca tonunun kucakladığı ağaçlar ne kadar şahanedir. Üzerinde meyve varmış gibi kandırır sizi. Bazen de çıplak dalların ucunda bir ayva, küçülmüş, unutulmuş, kak olmaya yüz tutmuş bir elma ve ya muşmula bulursunuz gene de.
Geçenlerde bir belgesel izledim. Tek başına bisikletle dünyayı gezen bir genç vardı. Her gördüğü şeye heyecandan yüreği ağzında hayretten ağzı bir karış açık bir şeyler anlatıyordu. O zaman düşündün hayatın her anının tam da böylesine bir macera olduğunu. Sanki yakınımızda olup bitenlerin durmadan yenilenen, kıpır kıpır dünyanın farkında mıydık? Uzak bilmediğimiz diyarlara gitmeden de her şeyi böylesi bir macera diye karşılayıp kucaklamak gerektiğini de o zaman düşündüm. Nefes aldıkça her anımız bir serüven. Çocuk gözlerle bakılan yerde her zaman görülmeye değer bir şey var. Daha dün çöpün kenarına budanıp atılmış dallara bakınca hiç bilmediğim bir ağaç parçası gördüm. Sıra sıra minik bir mısır koçanına andıran bir dizi bilyeye benzer yuvarlak tohumlu bir dal... yaprakları da söğüt yapraklarını andırıyor. Sonra etrafı inceledim hangi bahçeden, hangi ağaçtan budanmış diye. Bulamadım. Bir kaç küçük dal parçası aldım. Bir vazoya koysam en azından solana kadar güzel bir dekor olurdu. Sonra üşenmedim. Ağaçlardan bitkilerden anlayan bir arkadaşıma sordum. Hanım fırçası dedi. Çiçeğiyle görseydim bilirdim gelin tarağına da benziyor deyince iki ağacın akraba olabileceğine karar verdik. Ya! işte... Bir yerlerde keşfedilecek bir şeyler her zaman vardır. Seller de getirse, havayı soğutup etrafı tenhalaştırsa da son bahar güzeldir. Hoşça kalın.