Herkes için en iyi sonucu veren spesifik bir PKOS diyeti yoktur. Ancak, bitki bazlı bir diyetle PKOS semptomlarını kontrol etmede başarı elde edebiliyoruz. Bu, daha fazla tam tahıl, meyve ve sebze, baklagiller ve kuruyemişler gibi bitki bazlı proteinleri yemeyi ve daha az kırmızı et, rafine karbonhidrat ve işlenmiş gıdaları yemeyi içerir.
Tam tahıllar, baklagiller, meyve ve sebzeler gibi yüksek lifli gıdalar vücudunuzun bunları işlemesi daha uzun sürdüğü için daha uzun süre tok kalmanızı sağlar. Yetişkinler için günlük lif önerisi genellikle 2.000 kalorilik bir diyet için 25 gramdır. Lif alımınızı artırmaya yardımcı olmak için beyaz pirinç yerine kahverengi pirinç, bulgur ve beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmekleri tercih edin. Mutlaka porsiyon kontrolü yapın.
Yüksek lifli gıdalar aynı zamanda vücudunuzun hızla şekere dönüştüreceği rafine karbonhidratlar yerine vücut için daha sağlıklı olan kompleks karbonhidratları da sağlar. PKOS'unuz varsa çok fazla karbonhidrattan, özellikle de rafine karbonhidratlardan kaçınmak önemlidir. Bunun nedeni, PKOS'lu kadınların diyabet geliştirme riskinin daha yüksek olması nedeniyle rafine karbonhidratları aşırı yemekten kaçınmaları gerektiğidir.
Amerikan Kadın Doğum Uzmanları ve Jinekologlar Koleji'ne göre PKOS'lu her beş kadından dördü obeziteyle mücadele ediyor. PKOS hastası olduğunuzda aşırı kilolu veya obez olmak, aşağıdakiler de dâhil olmak üzere diğer ciddi sağlık sorunları açısından sizi daha büyük risk altına sokabilir.
Gestasyonel diyabet
Tip 2 diyabet
Kalp hastalıkları
Yüksek tansiyon
Yüksek kolestorol
Felç
PKOS'un önemi, infertilite, metabolik işlev bozukluğu, Tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalık, yüksek tansiyon, psikolojik sorunlar, obezite ve daha fazlasını içeren ciddi sağlık sorunlarıyla ilişkili risk faktörlerinin büyüklüğünde yatmaktadır. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin raporlarına göre PKOS'lu kadınların %50'sinden fazlasında 40 yaşına kadar Tip 2 diyabet gelişiyor.
PKOS'lu kadınların yaklaşık %70'inde anormal yüksek kolesterol ve kan yağları vardır ve %34 ila %46'sında kardiyovasküler hastalık ve Tip 2 diyabet gelişimiyle ilişkili metabolik sendrom vardır.
Ağırlığın kendisi kadar önemli olan, ağırlığın vücutta nerede depolandığıdır. İnsülin direnci nedeniyle vücut genellikle karın bölgesinde yağ depolar; bu da kişiyi kalp hastalığı ve Tip 2 diyabet açısından daha yüksek risk altına sokar. İdeal yağ kütlesi ve ağırlıkta olmanız bu nedenle oldukça önemlidir.