Belediye Başkan Aday Adayı olarak ön seçim talebini gerekli yerlere iletti; eylemini yaptı.
Söyleyeceğini söyledi.
Bitti..
Tamamdır yani; bu noktadan sonra yapılan her hareket, her söylem partiye zarar verir.
Kim olursan ol; konumun ne olursa olsun bugün ortada Muharrem Erkek varsa..
Ülgür Gökhan varsa..
İrfan Mutluay varsa..
Bir düşünelim..
Parti varsa sen varsın..
Parti yoksa siyasal olarak sen de yoksun.
Bu bilinç kaybedilmemeli..
Ne demişti Muharrem Erkek bir soru üzerine:
“İrfan bey CHP’nin Belediye Başkan adayının yanında yürümeli”
Örnek..
Erdal Gezen; aday adaylığı sürecinde sahada çalışmasını yaptı. Derdini anlattı-anlatamadı; süreç tamamlandı ve işine gücüne döndü. Taa ki; yeni bir seçim sürecine kadar defteri kapattı.
Mehmet Öngen; çalıştı, çabaladı; projeler açıkladı. Ne zaman ki; CHP adayını belirledi o da işine gücüne döndü.
Bu saatten sonra ne aday değişir, ne farklı bir yol açılır.
Partiyi yaralarsın; insanların kafasında ikircikli durumlar yaratırsın..
Buna gerek yok.
İrfan beye tavsiyem; mücadele defterini bir dahaki seçime kadar kapatması olacaktır..
Kendisine kim akıl hocalığı yapıyorsa yanlış yönlendiriyor.
Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum..
Derhal partisi için gerçekliğini ortaya koymalı ve kendisini 100 yıllık partinin Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı ve Adayı yapma onuruna eriştiren sistemi kanırtması; sokaktaki adamın kafasında “İrfan bey ve arkadaşları acaba Muharrem Erkek’e oy verecek mi” sorusu yaratıyor haber vereyim.
Siyasette vefa yoktur; olgunluk vardır, hazmetme vardır.
Siyaset yapan herkes bunu bilir.
En çok sesini çıkartması gereken isim Erdal Gezen’dir ama kendisi siyasi olgunlukla defteri kapattı. Bir daha ne zaman açar, nasıl açar orasını bilemem ama bu siyasi olgunluk geleceğe önemli kazançlar sağlar.
Şimdi sorayım..
İrfan Mutluay’ı bu parti Belediye Meclis Üyesi, ardından Belediye Başkan Yardımcısı yaptı mı; yaptı.
Keza Muharrem Erkek’i yine bu parti Genel başkan Yardımcılığına taşıdı mı; taşıdı.
Mehmet Öngen’i İl Başkanı yaptı mı; yaptı.
Erdal Gezen’i bu parti Meclis Üyesi yaptı mı yaptı..
O zaman nerede duracağını bilmek zorundasın..
Siyasi ömürleri uzun olan insanlar; dikkat et sırasını bekleyenlerdir.
2002 yılında İsmail Özay Milletvekili adayı oldu; Ülgür Gökhan meclisten Belediye Başkanı.
O günden bugüne Çanakkale Belediye Başkanlığı koltuğunda oturuyor.
Ne diyor kitap:
“Olmuyorsa zorlama; yorarsın, yanlış anlaşılırsın..”
Bu köşeyi okuyanları biraz gerilere götüreceğim; 1984 yılına.
Siyasi birikime sahip olanlar ne söyleyeceğimi “şak” diye anlamıştır..
“Tak” diye yazayım..
1984 yılında Anap’ın adayı rahmetli Orhan Uğur Belediye Başkanlığını genç yaşta kazanıvermişti.
Peki nasıl olmuştu bu iş.
Tarihin tozlu sayfaları her şeyin notunu tutuyor. O gün; Sodep içinde anlaşmazlık olmasaydı Anap yerine Sodep kazanacaktı. Sodep içindeki kaotik ortam sonucu Reşat Tabak bağımsız aday olmuş, İzzet Melih Dilmaç da Sodep’in adayı olarak yarışınca aradan Anap’ın adayı Orhan Uğur sıyrılıp Belediye Başkanı olmuştu.
Yani “yüzde 39 ile nasıl seçim kaybedilir, yüzde 28 ile kazanılır” sorusunun yanıtı 1984 Çanakkale Merkez İlçe Belediye Başkanlığı seçim sonuçlarıdır.
Şimdi yukarıdaki fotoğrafa geri dön ve bak bakalım ne göreceksin..
Meraklısına:
Durumu özetlemek adına, o6 yıllarda kimin ne oyduğunu göstermesi açısından sonuçları yayınlıyorum..
Bugün yaşanan sürecin 1984’dekine benzer bir duruma gittiği tehlikesini gördüğüm için buna değindiğimi sanma; öyle bir riski sıfır görüyorum. Herkes Reşat Tabak değil ki; çıksın bağımsız aday olsun..
O potansiyeli kimsede görmüyorum; hem Çanakkale artık eski Çanakkale değil.
Demem o ki..
İrfan Mutluay’a kim akıl veriyorsa; “vur vur hadi daha vur” diyorsa emin ol hata yaptırıyor. Çanakkale siyaset sahnelerinden kimler kimler gelip geçti. Ne güçlü isimler şimdi evinde oturuyor. Uçurumun kenarına kadar geldiysen; seninle birlikte uçurumdan atlayacak kimse bulamazsın..
CHP’nin adayını seversin sevmezsin, o senin bileceğin iş ama partinin adayı Muharrem Erkek’tir.
Nokta..
Duracağın yeri bilmezsen, kamuoyu seni açgözlü; hepsi benim olsun kabilinde bir yere oturtur ki; hiçbir siyasetçi bunu istemez.
Şehrin son 35 yılından fazla sürecine siyasal ve kültürel olarak değişimine, birikimine tanıklık etmiş bir gazeteci olarak söylüyorum; bazen durmak gerekir.
Dozunda kal..
Tavsiye ediyorum İrfan Mutluay; Stop.
Kapı açık kalsın..